Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

440 syf.
10/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Kitabı en sonunda bitirdim. İlk bölüm inceleme, ikinci bölüm ise bir öyküdür. Keyifli okumalar dilerim. İlk Bölüm: Maksim Gorki’nin bir eseri daha biter ve böylelikle onun gönlümde yükselişi tüm hızıyla devam eder. Bilemiyorum… Okuyacağım sürüyle kitap, tanışacağım onca yazar olacaktır lakin mümkün müdür? Gorki’nin samimiyetini, çocuksu ruhunu,
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20186,7bin okunma
··
1.525 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
İnceleme değil ancak güzel bir öykü olmuş elinize sağlık. Gençlik güzel şey, ilk iş arayışlarım, kendime güvenmelerim ütopik hayallerim geldi aklıma. İyi okumalar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Erhan okurunun profil resmi
Hikayeyi şimdi okudum Anıl Hocam, sorunumu da anladım Gorki ile ilgili, sizin gibi empati kuramıyorum kendisiyle. Tek başına hikaye de, incelemeyle oluşturduğu bütünlük de hatta - incelemeden anladığım kadarıyla- kitapla uyumu da mükemmel. Elinize sağlık gerçekten.
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Erhan Hocam. Gorki etkisi diyelim. Umarım kendini size sevdirebilir.
1 sonraki yanıtı göster
Anıl okurunun profil resmi
İnsan bir defa gerçekleri algıladı mı artık eski benliğine ne yazık ki dönemiyor. Eskiden olduğu gibi her şeye gülemiyor ya da yorumda bulunamıyor. Her gün ekranlarda aralıksız olarak yayımlanan uyku seanslarına katılamıyor. Çoğumuza olduğu gibi bende de olan durumlar bunlar. Daha detaylı ve daha çok yazmak isterdim, bilmiyorum belki de yazarım ancak burada amacına ulaşmayacağından kısa kestim. Okuyup, beğenmiş olmanıza ve ayrıca düşüncelerinizle yorumda bulunmanıza çok mutlu oldum. Var olun. Rogojin Hocamın da dediği gibi iyi ki edebiyat var.
Ebru Ince okurunun profil resmi
Sonuna kadar okudum;) kesinlikle.başarılı bir yaşamsal kesit olmus ..şu anda bir otobüsün üst katında dizlerimde "germinal"ile aynı duyguları hissederek hem çevremdeki milyon adet koşturan insanın eve varmak telaşını izliyorum, hem kömür magdenlerinin doymak bilmeyen migdesine yemek olarak iniyorum :) ben bir çok dostumuzun, aynı duygularla okuduğu kitap ve gerçek dünya arasında gidiş gelişler halinde hayata devam ettiğini tahmin ediyorum. . bu biraz daha ruhu büyütmek ile alakalı, ruh geliştikçe zaman -mekan kavramını aşma yeteneği bizlere bahşediliyor sanırım :) bir sonraki kitapta görüşmek üzere ,paylasimlarinizi bekliyorum ..Sevgiyle kalın.
Şeyma Öztürk okurunun profil resmi
Kitabın ismine tam anlamıyla denk bir yazı olmuş. :) Her ne kadar kitabı okumamış olsam da sen de kendi ekmeğini kazanma yolundaki çabandan söz etmişsin. Maksim Gorki'nin eseri bir yana bu da senin romanın. Eline sağlık, güzel bir yazı olmuş :) Bitirince inceleme eklersen memnun olurum.
Anıl okurunun profil resmi
Bu yazdıklarımın üzerine başka bir yorumda bulunmayacağım ama istersen okuduktan sonra kısa olarak düşüncelerimi ifade edebilirim. :)
1 sonraki yanıtı göster
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ederim arkadaşlar ince ve güzel yorumlarınız için. Evet öykü tarzında yazdım, inceleme her zaman yapılır, yapılıyor da sitede bu anlamda çok yetenekli arkadaşlar var, kitabın incelemesini onlara bırakıyorum. Benim burada dikkat çekmek istediğim konu, sistemin uyanık patronları işten çıkarmaların yoğun olduğu bu dönemi fırsat bilerek işçiyi, hakkının çok azına razı etmekte, bunu yaparken de işçiden her zaman minnet duymasını istemektedir. Bunun farkında olan, olabilen bireylerden olabilme dileğiyle saygılar.
Nympheutria okurunun profil resmi
#13627900 Konuyla alakalı bir alıntı paylaşmak istedim. Anıl hocam bu güzel yazını geç görmem gerçekten büyük bir talihsizlik oldu. Olağanüstü bir yazı olmuş birçok konuya parmak basmış, göndermeler yapmışsın cesurca. "Öyle ki nereden baksam üç yüz kilo ağrılığında olan bu adamın eni ve boyu neredeyse eşit. Sanki bir taraf zayıflarken bir taraf şişmanlıyordu." burayı okurken sanki Kafka okurmuşcasına bir zevk aldım. Biliyorsun, takım elbiseliler, zincirler, kelepçeler bana onu anımsattı. Ayrıca yazdıklarının kendi hayatından kesitler olması da işi ayrı bir noktaya taşımış. Evet hocam haklısın, öyle çok zincir var ki etrafta, toplum bu zincirlerden dolayı ilk telefon santraline bağlı teller gibi tıpkı; zincirler birbirine dolanmış artık. "... kemikleri sayılabilen kollar..." ifadesi içimi yaktı bir kez daha. O kadar zayıflamış ki insanlar, o prangalardan kurtulabilirler belki de, fakat o prangalara dahi muhtaç hale gelmişler, takım elbiseliler yüzünden. Çok üzgünüm hocam, çok üzgünüm... Bizi derinden etkileyecek böyle güzel bir yazı lazımdı şu aralar, teşekkür ederim bunun için. Ellerine sağlık ve yüreğine..
Anıl okurunun profil resmi
Aykut Hocam, güzel yorumların için çok teşekkür ederim. Senin beğenmiş olman ayrıca büyük bir mutluluk. Bu yazımımın inceleme olmadığı için şikayet edildiği bir ortamda siz değerli okurların destekleri çok önemli. İyi ki varsınız. Yazdıklarımı 6 ay önce yazmaya kalksam inan iki cümleyi yan yana getiremezdim. Ancak okudukça etkisi bir şekilde ortaya çıkıyor. Zahmet edip yazımı okuduğun için ve bu güzel yorumların için tekrardan çok teşekkür ederim Aykut Hocam. :)
1 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Önce, benim de yapmaya çalıştığım, eserin okunma süreciyle, eserden aktarmak istediğiniz fikri, bir yeni kurmacayla verme amaçlı, postmodern bir kitap incelemesi sandım. İlerledikçe anladım ki, ortada kitabın tematiğine uygun, yaşadığımız dönemin üretim ilişkilerini işleyen bir öykü var. Tematik aynı ama üslup farklı. Öyküde sistem mahkumluğuna soyut göndermeler var. Zincirli ofis çalışanları. Kahramanın sisteme ofis çalışanlarını haşlayarak giydirmesi edebiyatın sınırını biraz zorlamış sanki. Slogan gibi, didaktik. Postmodern bir öykü olmuş. Aleksey'i bir kahraman sayarsak, bir üstkurmaca vardı. Eğitim ve emek üstüne söylem tam bir metinlerarasılık olmuş, Gorki'den. Birara aklımdan geçmedi değil, keşke, Aleksey'i kitaptan çıkartsaydınız, mesela, metroya birlikte, dertleşerek binseydiniz. Ya da, kitabın gerisini okumaya o devam etseydi. Canım, dedik ya, postmodern anlatım diye işte. Yayınladığınız gün dahil, 2 gün Moskova'daydım, gözümden kaçmış öykü. Hoşuma gitti.
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.