Ah Martin. Sana kızgın olsam da hep seni kucaklamak istedim. Ne kadar bunalmışsın, hiçbir yere sığamamışsın. İnsan hep böyle anlarda anlaşılmak ister. En azından anlaşılma çabası görmek. Sana çok geç kalmışlar. İnsanlar böyledir işte. Bazı insanlar.. Bazı aşağılık insanlar. Hep geç kalırlar. Son zamanlarda söylediğinin aksine sen hasta değildin aslında. Sadece her şeyin “farkında” olmuştun artık. Hiçbir şeyin farkında olmayan boş insanlarla dolu bu dünyada, bazen her şeyin farkında olmak hiç de iyi bir şey değil maalesef. Çok kitap okuyan insan, her şeyin farkına varmaya başlayan insandır. Bu yüzden çok okuyan insan, mutlu olmaz. İşte bu sebeple kitap okudukça içindeki huzursuzluk büyümüştü. Bir arkadaşım “Akıllı mutsuzluk” demişti buna. O kadar haklıydı ki. Kitap okumak sahiden bizi akıllı ve mutsuz bir insan yapıyordu. Her neyse. Seni sevdim Martin. Tüm kusurlarınla. Öncelikle kitabı çeviren Levent CİNEMRE’ye saygılarımı sunarım. Uzun bir süre “Edebi Çeviri Yöntemleri” dersi aldım ve kitabın her bir kelimesini hayranlıkla okuduğumu söyleyebilirim. Bir çevirmen her şeye böyle hâkim olmalı işte. Çevirmenler olarak kesinlikle örnek almalıyız. Ayrıca çevirisi bu kadar güzelse kitabın orijinali nasıl güzeldir diye düşünmeden edemiyorum. Kitabın konusu hakkında yazılan incelemeleri okumayı sevmediğim için, ben de konusundan bahsetmeyeceğim. Sindire sindire yaşanmalı bu kitap. Dili su gibi akıcı, güzel bir anlatıma sahip. Herkesin kendinden en az bir parça bulacağını düşündüğüm harika bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.

Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,3bin okunma

·

247 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hazal