Arka kapaktaki “Okuyucu bizi… düşünmemeyi tercih ettiğimiz konular üzerine düşündürüyor” tespiti çok isabetli olmuş diyorsunuz okuma bittiğinde. Okunması ısrarla tavsiye edilir. 2. Dünya Savaşı, toplama kampları ve sonrasındaki davalarla ilgili birkaç kitap okudum. En ters köşe eden kitap oldu. Yaşanan acılarla empati kurmayı, yaşananlarla hesaplaşmada taraf olmayı zaten yapabiliyoruz en azından tahmin edebiliyoruz az da olsa. Peki empati kur(a)madığımız, kurmalı mıyız çelişkisiyle, diğer taraf? Bakış açılarımız ne kadar da sınırlı. Peki bu bakış açısını genişletsek bile elde ettiğimiz bir bilgi bizi o bilgiyi kullandırmaya itiyor mu, itmeli mi? Kişisel tercihlere saygı duymak, tersi adalete katkı sağlayacak olsa bile, her koşulda gerekli mi? Ve kararın beraberinde gelen sorumluluğu herkes taşır mı, taşımalı mı?