Galip, bir sabah uyanır ve aşkla bağlı olduğu eşi Rüya'nın evi terk ettiğini görür. Arayış ve roman böylelikle başlar. Ancak böyle söyleyince bir aksiyon ya da polisiye roman beklentisi içinde olmayın. Çünkü aslında Rüya'yı ararken kendini bulma çabası içindedir Galip. Eşini ararken uğradığı her yer bize konuyla alakalı alakasız birçok şey anlatır. Kitapta bir anlatıcı daha vardır. Ve en az Galip kadar hatta belki ondan da öte bir önemi vardır romanda. Bu kişi eşinin abisi ve aynı zamanda amcasının oğlu olan gazeteci Celal'dir. Kitabın bir bölümünde Galip'in arayışı anlatılırken diğer bölümü Celal'in her biri birbirinden güzel ve ilginç köşe yazılarını aktarır. Mevlâna'dan Osmanlı şehzadelerine, ilk yerli manken heykeltıraşından Mehdi-Deccal meselesine kadar birçok konuyu işliyor. Bunların ne kadarı kurgu ne kadarı gerçek orası muamma tabi. 10 yıl önce daha edebî bir çömezken okuyup pek bir şey anlamadığım bu değerli şaheseri ikinci okuyuşumda anca hazmedebildim. Yoğunluğu Tanpınar'ın Huzur'unu; arayışı Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ını anımsattığı gibi üslubuyla da bu başyapıtlarla at başı gittiği aşikar. Herkese değil edebî doyum yaşamak isteyenlere tavsiye ediyorum.

Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,2bin okunma

··

484 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Okuma Güncesi