"Bu kitap gerçek bir hayat hikayesi değil de hayal ürünü bir roman olsaydı, bazılarımız onu, kesinlikle çok abartılı bulacaktı...
Bilge Kral Aliya, sıradan bir Boşnak ailesinde doğmuş sıradan bir çocuktu. Fakat onu sıradışı yapacak sevgi ve merhamet dolu bir kalbi, cesaret ve kararlılık dolu bir karakteri vardı.
Daha çok küçük yaşından itibaren dinine sahip çıkmış ve büyüdüğünde de inandığı değerler uğruna her türlü fedakarlığı göstermişti.
Ülküsü ve inandığı dava uğruna Yusuf Peygamber gibi zindana düşmüş ve sonrasında ülkesinin lideri olmuştu.
Ömrü boyunca birçok acı, çile ve hasret ile imtihan olmuş ama hayallerinden hiçbir zaman vazgeçmemişti. Onun için bir sevda hatta gizli bir yara olan Bosna diyor, ona özgürlük getirmek istiyordu. Bunu da sevgisi ve emeği ile başarmış ülkesine bağımsızlığını getirmişti.
Bilge Kral sadece kendi hayatı için yaşamış olsa sadece 78 yıllık bir huzur yakalayabilirdi. Ama o milletin kaderi için çalışmayı tercih etmiş, bütün Boşnaklar'ın mutluluğunu kendi mutluluğuna tercih etmiş ve böylece sonsuz saadetin kapılarını aralamıştı. İşte hayat böylesi kutsal bir amaca hizmet edince kıymetleniyordu. Çekilen elemler de er ya da geç son bulup geriye lezzet veren dakikalar kalıyordu. İşte Aliya'da hakka yürürken yüzünde elemlerden geriye kalan o lezzetin tebessümü vardı."
Mekanın cennet olsun Bilge Kral