Gönderi

Atatürk anıları-7: Nereden nereye...
Bursa'dayız. Gazi, genel sekreteri Hasan Rıza Soyak'a çıkışıyor: -"Yoldaki hal nedir?" Gazi kızgın, çünkü kalacağı eve gelinceye kadar yol boyunca neredeyse iki adımda bir süngülü askerler güvenlik önlemi olarak dizilmiş bulunuyor. "-Sen olsan ve buraya gelip benimle konuşmak istesen iki yanı süngülü askerlerle tutulmuş bir yoldan geçmek hoşuna gider miydi?" O, halkla arasına hiçbir şeyin girmesini istemiyordu ama onun güvenliği de ister istemez bu tür önlemleri gerektiriyordu işte. Hasan Rıza Soyak, Gazi'yi yatıştırmak isteyecek: "-Efendim, bu tedbir yalnız siz geçerken alınıyor." "-Nasıl olursa olsun iyi bir şey değil... Esasen buna lüzum da yoktur, bir daha yapılmamalıdır, hattâ kapıdaki resmî elbiseli polisleri de istemem. Lazımsa onların yerine siviller kullanırsınız. Hiç unutmayın; alınacak koruma tedbirleri halkı hiçbir surette ürkütmeyecek ve rencide etmeyecek şekilde olmalıdır."
·
132 görüntüleme
Maclarens okurunun profil resmi
İlgililerin onun bu isteğini gözardı ettikleri zaman gerçekten kızıyordu. Örneğin, Amerikalı belgesel film yapımcısı Bryan, Atatürk'ü, Florya'dan Dil Kurumu'nun Dolmabahçe'deki toplantısına gitmek için Deniz Köşkü'nden çıkıp otomobile binmek üzere yürürken çekim yapacaktı. Bryan, iyice keyiflenmişti gördüğü sahneden, Atatürk'ün Deniz Köşkü'nden çıkıp yola doğru yürüdüğünü gören halk ona doğru koşuşuyor, çocuklar hemen oracıkta topladıkları çiçekleri vermek üzere birbirleri ile yarışıyorlar. Bu durumu gören güvenlik güçleri fırlayıp kalabalığın önünü kesecekler. Atatürk'ün ise neşesi kaçmış, kaşları çatılmış, ilgililere çıkıştığı duyulacak: "-Rezilâne bir sahne yaptınız!"
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.