Gönderi

188 syf.
·
Puan vermedi
Paulo Coelho'nun Hazinesi: Simyacı
Paulo Coelho (d. 24 Ağustos 1947, Rio de Janerio), Brezilyalı roman ve söz yazarı. Paulo Coelho yazarlığa başlamadan önce ülkesinde tanınan bir şarkı sözü yazarıydı. Bir süre gazetecilik de yapan Paulo Coelho, 1986 yılında Hristiyanların Batı Avrupa'dan başlayıp İspanya'da Santiago de Compostela kentinde sona eren geleneksel hac yolculuğunu yaptı. 1988 yılında yayınlanan romanı Simyacı, Coelho'yu en çok okunan çağdaş yazarlardan biri yaptı. Hiç şüphesiz biz yazarın sahip olacağı en büyük zenginlik kerkesçe tanınan ve okunan bir yazar olmaktır. Coelho'ya bu zenginliğini kazandıran hazine: Simyacı ... En çok merak ettiğim konu bu muhteşem eserin kaleme alınmadan önce nerede ve nasıl var olduğu. - Eğer bu eser tanrı tarafından bir rüya ile yazara bildirildiyse muhteşem. - Eğer bu eser çok eskilerden beri bölgede anlatılan bir efsane olup hac sonrası İspanya'da konaklayan Paulo' ya anlatıldıysa muhteşem. - Eğer bu eser İspanya' ya kadar gelmişken karşıya geçeyim, karşıya geçmişken çölü aşayım, çölü aşmışken piramitleri göreyim diyen gezginin seyahatı boyunca şahit olduğu her şeyi dikkate alarak düşlediği bir yapıtsa muhteşem. Her yönüyle muhteşem olan bu eser çoban Santiago' nun hazinesini bulmak için çıktığı yolda vermiş olduğu mücadeleyi anlatıyor. Eseri okuyup bitirdiğinizde hem Santiago' nun çektiği çilelerin karşılığını aldığı için hem de muhteşem son için mutluluk duyuyor, mest oluyorsunuz. Her yönüyle okumaya, zaman ayırmaya değer bir eser ve bize bu eseri sunduğu için tanımayı hak eden Paulo Coelho.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208,3bin okunma
·
27 görüntüleme
Hüzeyfe Gül okurunun profil resmi
Çoban santiago, koyunlarıyla beraber harabe olmuş içinde firavun inciri olan bir köy kilisesinde konaklamaktadır. çoban bir gün bir rüya görür. aynı rüyayı ikinci defa görünce bir çingene kadına yorumlatır. çingene tabir olarak mısır piramitlerine gitmesini, orada bir hazine bulacağını söyler. çoban bir gün bir kralla karşılaşır. kral da aynı şeyleri söyleyince çoban o anki en büyük zenginliği olan koyunlarını elinden çıkarır ve piramitlere gitmek üzere yola çıkar. çoban afrika topraklarına geçince hem her şeyini çaldırarak muhtaç duruma düşecek hem de çalışıp çok kazanarak parmakla gösterilmesini sağlayacak şeyler yaşar. ilerleyen süreçte belki de en büyük hazinesi, aşkı olan Fatima'yı tanıyacak. onca zorlukla mücadele edip piramitleri gördüğünde gözlerinden düşen damlaların olduğu yeri kazan çoban aradığını bulamaz. tam bu sırada haydutlarla karşılaşan çoban onlardan eziyet görüp dayak yer ve soyguna uğrar. çobanın burada kazandığı hazinesi gözleriyle gördüğü muhteşem piramitler şöyle dursun haydutların reisi dalga geçer gibi anlattığı, çoban gibi iki defa gördüğü rüyasıyla çobanın aradığı hazinenin yerini söyler. haydutların reisinin rüyası şöyledir; İspanya'ya gitmem, çobanların koyunlarıyla birlikte içinde uyudukları, ayin eşyalarının konulduğu, yerde büyümüş bir firavun inciri bulunan yıkık bir köy kilisesi aramam gerektiğini görüyordum ve bu firavun incirinin dibini kazarsam gizli bir hazine bulacakmışım. bu rüya çobanın koyunlarıyla konakladığı kiliseyi ve üzerinde uyuduğu hazineyi tarif ediyordu. tanrı, çobanın hazineden daha kıymetli şeyler kazanması için bu serüven ile hazinesine ulaşmasını sağladı. ispanyaya dönüp hazinesini çıkaran çoban Fatima sı için yola düşer...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.