Gönderi

171 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Galiba bu Proust’u ilk okuyuşumdu. Galiba demem büyük hata Proust’la tanışan o anı unutabilir mi? Aslında tanışmayı iple çeksem de karşısına çıkmaya cesaret edememiştim. Kendimle yüzleşmekten böylesine korkmasam yüzyıllar önce denerdim. Proust’un yirmilerin başında yazdığı kitabı yirmilerimin hemen başında okumak büyük şans. Dönemler, toplumlar arasındaki uçurumu daha iyi kavrayabilmenin hissettirdiği o şans. Kitabım özüne dönecek olursak; Ne bir roman, ne bir hikaye ne de bir deneme diyemediğimiz bu kitap toplumun, özellikle de sosyeteden pek çok portreyi içinde barındırıyor. Bambaşka yerlerden sosyeteye dahil olan ya da sosyetenin içinde büyüyüp serpilen gençlerin heyecanıyla yetişkinlerin büyülü asaleti karşılaşıyor. Okurken bir zümreye ait olma çabasına kapılan onlarca kişinin yontulan, törpülen kişiliklerine tanık oluyoruz. Aşkları, sevinçleri, acıları, yasları hatta ölüm korkuları bile silikleşip bayağılaşıyor. Okudukça karekterlerin ruhuna şahitlik ediyoruz. İnsanların hırslarına ve iç kavgalarına tüm çıplaklığıyla şahit olup kendi iç hesaplaşmalarımızı fark ediyoruz her satırda her anda. Not: Aylak Adam’ın hemen ardırdan denk gelmesi tekrar tekrar önyargılarımla yüzleşmemi sağladı. Her ruh farkı bir arayışta. Biz neredeyiz aradıklarımız nerede bulduklarımız nerede...
Hazlar ve Günler
Hazlar ve GünlerMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20201,352 okunma
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.