Taşra hiçbir zaman zihni açmaz, sadece büyük kent açar, oysa bugün herkes büyük kentten taşraya doğru bir koşudur tutturmuş, çünkü tabii büyük kentte iyice zorlanan kafalarını yoramayacak kadar tembeller, işin gerçeği bu, tanımadan etmeden budalaca körlükleri içinde olunca duygusallıklarıyla hayran oldukları doğanın içine karışıp gitmeyi, Büyük kentin, özellikle de günümüz büyük kentinin zamanın ve kendi tarihinin akışı içinde harikulade biçimde büyüyüp çoğalan imkanlarından yararlanmaya yeğ tutuyorlar, zaten belkide bu ikisini yapabilecek durumda değiller.