İlkokul yıllarımda tatilde sıkılıp ilgimi çektiği için alıp okuduğum bir kitaptı. O zamanlar severek okuduğumu ve tatil dönüşü serinin diğer kitaplarını da aldığımı (2 ya da 3 kitabı çıkmıştı) hatırlıyorum. Yıllar sonra ayracını buldum. Tekrar okumaya niyetlendim ama hepsini akrabalarımdan birine verdiğimi hatırladım. Ben de gidip tüm seriyi ikinci el olarak sipariş ettim. Verdiğim en iyi kararlardan biri oldu. Çünkü okumayı bırakamıyorum. Kitapların hepsi yeni gibi olmasının yanında; o zamanlarda neden o kadar sevmiş olmamı şu an daha iyi anladım. İki haftada dört kitabını bitirdim bile. Hayat üzerine, farklı karakterlerin yaşamlarından kesitleri çok güzel anlatan, merak ettirip umut veren, bir sayfasında bile sıkılmadan okuduğum bir seri. Umut, mutluluk, sevgi, aşk, dram gibi tüm duyguları size veren bir kitap. İlk kitabını okuduktan sonra kesinlikle gerisini de okumak isteyeceksiniz. Şu an bu seriye (Blossom Street) tekrardan başlamamın diğer sebebi de: Benzer konuda, hayat üzerine uzun bir roman serisi yazmaktayım. Benimkinin psikolojik, dramatik yönü daha ağır. Aynı sayfa bazında bakarsak, şu an üç-dört kitaplık bir taslak var elimde. Serimi neredeyse bitirmek üzereyken Debbie Macomber'in bu serisini tesadüf üzerine tekrardan hatırlamam üzerine: "kesinlikle hemen başlayıp tüm seriyi okumalayım!" diye düşündüm, çünkü o zamanlar çocuktum ve seriyi unutalı çok oldu. Hemen tüm serinin siparişini verdim. Bir yandan keyifle okurken, diğer yandan da teknik ve yazım açısından, karakterleri bağlaması açısından inceliyorum. Ve yazarın, sonraki serilerimde bana fikir verebileceğine gönülden inanıyorum. Biliyorum, henüz ilk kitabım bile basıma çıkmadı, ancak ben kendi kitaplarımın da bir gün burada olacağına canı gönülden inanıyorum. Bu da kendime böyle bir not olsun :) Kesinlikle okunması gereken, hayat üzerine umut dolu, sıcacık bir seri. Serinin diğer kitaplarını okudukça incelemelerini aşağıya ekliyorum. Tüm seriyi bitirdikten sonra genel inceleme: -Tüm seriyi iki buçuk ay gibi kısa bir sürede bitirmiş olmam, serinin ne kadar sürükleyici olduğunu kanıtlar nitelikte. Genellikle uzun, fantastik seriler okuyan benim gibi biri için bile çok fazla sürükleyiciydi ve birini bitirdikçe, diğer kitaba geçip farklı karakterlerin hayatlarına eşlik etme isteği uyandırdı. -Her kitapta üç-dört farklı karakterle beraber, önceki kitaplardaki karakterleri de zaman zaman dahil edip kitapları/evrenini derinleştiren bir yapıya sahip. O yüzden kitap atlayarak okunmasını tavsiye etmem. Çünkü arka planda diğer karakterlerin hikayeleri, başka kitaplarda ilerleyebiliyor ve bunları kaçırırsınız. -Formül genelde basit olsa da (karakterimiz bir konu hakkında tereddüde düşer, inişler çıkışlar olur, ancak sonunda mutlu sona ulaşır) bunu hikayeye çok güzel yedirmeyi başardığı için merak uyandırıp okumanızı sağlıyor. -Bir sürü farklı karaktere, bir sürü farklı hayata eşlik ettim. Yeri geldi üzdü, yeri geldi sevindirdi. Bazen sevgiyi konu aldı, bazen çocuk büyütmeyi, bazen işkolik insanları... her kitapta benzer gibi görünse de farklı temaları işleyen, en çok da umut vermeyi bilen güzel bir seri. -Kitaplar hayat üzerine olduğu için, okurken illa ki size yakın gelen karakterler, sizi hayatla ilgili etkileyecek düşünceler, hikayeler oluyor. Benim bu konuda favorim:

Bir Dilekle Başladı Her Şey oldu. Burada (#222025683) kullanılan dilek listesini ben de uyguluyorum. Zaten serinin en sevdiğim kitabı da buydu. Sanırım 7 altında puan verdiğim bir kitabı da olmadı. Bol keseden puan vermeyi sevmeyen biri olarak, verdiğim tüm puanlarda samimiydim. Tüm seriyi severek okuduğumu ve yazarın samimi, sıcak kalemini çok sevdiğimi; diğer serilerini de kesinlikle alıp okuyacağımı belirtmek isterim. Kesinlikle herkesin okuması gereken, umut dolu hikayelere sahip çok güzel bir seri. Seriyle ilgili sorusu, yorumu ya da konuşmak isteyen olursa mesaj bırakabilir. 2.kitap (