Türkiye'nin hatırı sayılır bir devrim ve kalkınma geleneği de vardı. Ve bu Batı uygarlığına yegane kavuşmuş Batı-dışı bir toplum olan Japon toplumunun değişim tarihinden öncesine kadar gider. Türkiye üstün bir uygarlıkla karşılaşmış olmanın verdiği dersler altında yoğrula yoğrula, modern uygarlığın fırını içinde pişe pişe çağdaş uygarlıın gerçekliklerini ve zorunluluklarını tanımıştır. Atatürk devrimleri, bütün bu deneylerin mahsulüdür. O, Atatürk'ün sulh siyaseti ile bütün imparatorluk iddialarını bırakmış, emperyalist iddialı devletlerin kavgalarının dışına çekilmiş; Birinci C. Savaşı'ndan sonraki sulh devresinden faydalanma ve kendi ekonomik kalkınmasını başlatma uyanıklığını da göstermişti. Bu sulh devresinde uygarlık ve teknik devriminin bazı önemli metotlarını da bulmuş, uygulamaya başlamıştı. Gerek ekonomi, gerek eğitim alanlarında Kemalist Türkiye'nin kendi deneyleri ile bulduğu şeyleri hala bugün bile bulamamış uluslar çoğunluktadır