Sabah on!
Akasya ağacının altındaki soluk mavi örtülü kahvaltı masasının üzerinde, birazı içilmiş portakal suyu, biri ısırılmış iki dilim kızarmış ekmek ve bir fincan kahve. Bahçenin aşağısında, yumuşak bir meyille inen yamacın ötesinde, sabah güneşini yansıtan denizin mavisi. Üzerinde, turuncu ve siyah renkleriyle oyuncak gemileri hatırlatan yük gemisi. Çevresinde doğanın cümbüşü, kahvesini yudumlayan Zeus. Gözleri mahmur. İçeriden gelen telefon sesi ve ardından kapıda görünen orta yaşlı bir kadın. Muhteşem! Muhteşem, kadının adı. Yay kaşlı, tilki yüzlü. O yüzden beklenmedik çocuksu bakışlı.