— Bu Cemalettin ismini kim koydu sana?
Artık adamakıllı korkmağa başlamıştım;
— Babam, diye cevap verdim.
— Öyle ise baban ne adammış senin. Diye sertçe çıkıştı.
Bunun üzerine:
— Ben babamı tanımıyorum. Deyince yüzü daha
da sertleşti:
— Babamı tanımıyorum ne demek? Sen babasız mı doğdun? Baban yok mu senin?..
— Ben dokuz aylıkken babam ölmüş.
Atatürk üzüldüğümü yüzümden okumuş olacak ki, birden sesini yumuşattı:
— Ananı tanıyorsun ya yeter!.. Dedi. Ve biraz durduktan sonra ekledi: Ben de babamı tanımıyorum ya...