Gönderi

Bu dünyada, "katıksız bir biçimde dünyasal, derinlemesine dünyasal, ne mutlu ki dünyasal bir bilinç içindedir ki ölüm öğrenmemiz, tanımamız, karşılamamız - belki de gerçekleştirmemiz gereken bir öteki dünyadır. Demek ki yalnızca ölüm anında yoktur: Her zaman, onunla aynı anda varız. Neden, öy­ leyse, bu öteki yana, yaşamın ta kendisi olan ama başka bir biçimde aktarılmış, başkası, öteki ilişki olmuş şeye doğrudan giremeyiz? Ulaş­ma olanaksızlığı içinde, bu bölgenin tanımını bulmakla yetinebilirdik: O "ne bize dönük ne de bizim tarafımızdan aydınlatılmış olan yan"dır. O her şeyden önce bizden kaçan şey, değeri ve gerçekliği olduğunu söyleyemeyeceğimiz, yalnızca "yolumuzun ondan çevrilmiş" olduğunu bildiğimiz bir tür aşkınlık olurdu demek ki.
Sayfa 124Kitabı okudu
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.