Gönderi

Merak Bilgiyle Birleşmeli
Bir keresinde İran'ın önde gelen Şii liderlerinden biriyle bir görüşmem olmuştu. Yaklaşık bir saat boyunca batı dünyasının işlediği kabahatlere verdi veriştirdi. Sözlerini bitirdiğinde öfkesi kaybolmuştu; gülümsedi, elini bana attı ve “tekrar görüşmeye gelmeliyim” dedi. “Neden?” diye sordum. “Çünkü sen beni dinledin.” Bu iyi niyet gösterisi, bu bir tek yorum, ilkeler yüzleştiğinde genellikle saklı kalan insani bir pencere açtı. Anlaşmazlığı hemen o anda meraka dönüştürdü. Ancak tek başına merak duymanın yalnızca bir kapının açılması, bir başlangıç olduğunu biliyorum; merak, bilgiyle birleştirilmediği sürece hiçbir yere götüremez bizi. Dinlemek yeterli değil; anlamak, bilgi toplamayı, okumaya ve incelemeye dayanan bir hazırlık gerektirir, böyle insan anlayışsız bir yabancı olmaktan çıkar. Anlaşılabilmek için kaygıları açıklığa kavuşturan fikirler sunmak ve yaklaşımını paylaşmadığımız kişilerin düşünceleriyle bir ahenk yaratmak gerekir. Anlamak, anlaşmazlığı ortadan kaldırmaz, ama anlaşmazlığı zenginlik veren bir deneyime dönüştürür; insanda, insanlığın çeşitliliğinin gizemli dünyasına kabul edildiğine ve yalnızca kısmen yaşıyor olmaktan kurtulabileceğine dair bir his yaratır. Dinler içindeki ve arasındaki tüm acı münakaşalara rağmen, Şii geleneğinin en temel özelliklerinden birinin kişisel yargılara saygı duymak olduğunu ısrarla söyleyen Şii liderle yaşadıklarıma büyük değer veriyorum. İdealler çok ender gerçekliğe dönüşür; ancak bu düşünce, göz ardı edilmemesi gereken bir yol göstericidir aslında.
Sayfa 110-111
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.