Gönderi

Hiç şüphesiz bu gözlerden kendi içine bir şeyler doluyordu. Bunlar, aklımız için ne kadar paradoksal olursa olsun, mânâları anlaşılmayan mânâlardı. Gözün kendi cevheri, etrafındaki adale ve deri çevresindeki ürperişlere ve kımıldanışlara muhtaç olmadan, karşısındakinin içine dolan ruh muhtevaları püskürtüyordu.
Sayfa 172Kitabı okudu
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.