Gönderi

Lacan 1950’lerin sonunda "varlığı" insanın sadece travmatik jouissance deneyimine yol açan nesneyle kurduğu fantazi ilişkisi sebebiyle insan özneye bahşedilmiş bir şey olarak görürken, sonradan öznenin ilksel jouissance deneyiminin kendisini öznenin Öteki’nin arzusuyla travmatik karşılaşmasından doğan bir şey olarak formüle eder. Bu sayede, özne -eksik varlık— heyecan verici ve büyüleyici oluşunun yanında sarsıcı, boğucu ve sevimsiz de olan Öteki’nin arzusuyla kurulmuş bir ilişkiden, daha doğrusu, Öteki’nin arzusu karşısında benimsenen bir duruştan yola çıkarak kavranır.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.