İnsanlar arasında, sırf insan olmalarından doğan ya da insan olmalarının
gerektirdiği öyle bir gönül bağı vardır ki, o bağ marifetiyle herkes kendini dünyada
işlenen tüm haksızlıklardan ve kötülüklerden yana sorumlu hisseder. Zulmün
bizim gözlerimizin önünde ve bizim bilgimiz dahilinde işlenmesi bu sorumluluk
duygusunu daha da şiddetlendiren bir şeydir. Başka insanlara karşı işlenen zulmü
durdurınak için eğer kılımı kıpırdatmamış, hayatımı tehlikeye sokmaktan kaçınmış
ve sessiz kalmışsam, kendimi hiçbir adalet kurumunun, hiçbir politika ve ahlak
disiplininin tam olarak çözümleyemeyeceği koskoyu bir suçluluk duygusuna
mahkum etmişim demektir ... Bütün bunlardan sonra hala yaşıyorsam, yaşamak,
kefareti mümkün olmayan ağır bir suçluluk duygusu altında ezilmekten başka
bir şey değildir benim için. "İnsan ilişkilerinin kaynağında, insan vicdanının
derinlerinde sesi hiç bastırılamayan evrensel bir yürek çarpıyor, kulağı sağır
olmayanlar için: Mücrimin saldırısı, küstahlığı karşısında ya da fiziksel varoluşu sesi kulaklarımda çınlıyor sanki