Romanda bahsedilen ada bir ütopyadır. İnsanların güzel vakit geçirdiği denizin, güneşin, martıların, ağaçların ve mutluluğunun tadını çıkardıkları bir ada. Son sığınaktır burası. Fakat bir gün mutluluğun simgesi olan martılar ve ağaçlar büyük bir tehlike ile karşılaşır. Bu tehlike elbette adaya daha sonradan gelen bir "insan". Tehlikenin gelişiyle birlikte adanın ütopyadan distopyaya dönüşümünü okuyoruz. Medeniyet ve toplum düzeni adı altında yapılan doğa katliamına insanların alkış tutuşuna şahit oluyoruz...
Tabii bu kötü gidişe dur demek isteyen buna karşı çıkan insanlar da mevcut. Biz de kitabı bu direnen insanların gözünden okuyoruz. Sonunda kimin, nasıl galip geldiğini merak ediyorsanız mutlaka okumalısınız.