Kitabı okumaya başlarken ilk sayfası her ne kadar göz korkutsa da ilerleyen sayfalarda dilin sadeliği, akıcılığı ve olayların birbiriyle bağlantısı kitabın içine bizi iyice çekiyor. O bakımdan önerim ilk 10 sayfayı okuyup vazgeçmeyin ve okumaya devam edin:) Kitapta birbirinden farklı ve iç içe geçmiş birçok karakter var. Benim kitapta en çok beğendiğim şey bu karakterlerin ve hikâyelerinin muhteşem bir kurgu ile birbirine bağlı olması. Hocalarımla incelemesini yaptığımız zaman ise bu karakterlerin birçoğunun gerçek hayattaki kişilerle ilişkili olduğunu öğrendiğim zaman büyük bir aydınlanma yaşadım:) Bir kaç sır vermem gerekirse; İhsan İhsan Efendi karakterinin yazarın kendisi olduğunu, Rendekâr'ın Descartes olduğunu görebiliyoruz. Zaten kitabın başından beri “Düşünüyorum öyleyse varım.” felsefesinin (bence parodi yaparak) sorgulandığını anlıyoruz. Yani kitap için birçok sır ve karakteri ile keşfedilmeyi bekliyor:) Postmodern anlayışla yazılmış bu çarpıcı roman, yazarına birçok ödül kazandırmayı da ihmal etmiyor. Bir çırpıda heyecan ve merakla okunulacak bir kitaptır. Tavsiye ediyorum:) Şimdiden iyi okumalar:)

Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Veronikayra