Teşekkür ederim Evren Bey. Sağolasınız. İnanın kitabı okurken çok etkilenmiş ve nasıl olur da bir hastalık bu kadar güzel anlatılır diye düşünmeden edememiştim. Keşke sorularınızı benden daha bilgili olan kardeşlerime sorsaydınız:) Ama madem sordunuz, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırıım..
Öncelikle külliyatın sadeleştirilmiş bir şekli yoktur. Her kitap aynı dilde, aynı kelimelerle yazılmış. Bir kaç defa sadeleştirmeğe teşebbüs edenler olmuş ise de, Üstadın, Kendisine Vekil olarak tayin ettiği talebeleri buna izin vermemişlerdir. Neden mi? Çünkü; sadeleşince, orda yazılan kelimelerin ifade ettiği mânâ ile, sadeleştirilmiş kelimeler örtüşmemektedir. O yüzden, olduğu gibi okuyup anlamanın en doğru seçim olduğunu düşünmüşler..
Ama siz, hani biraz daha kolay anlaşılacak var mı diye soruyorsanız: Evet bazı kitaplar var ki, onları okuyup anlamak biraz daha kolay oluyor sanki. Mesela, "Küçük Sözler", Sözler eserinin 32 sözünden sadece 9 tane sözün yer aldığı bir broşürdür. Sonra bu "Hastalar Risalesi", Lemalar'dan bir miktar, Mektubat'tan bir miktar alıntı olarak neşrolunmuş. Sonra Külliyata dahil olan kitaplardan, "Asa-yı Musa" var.. çok kolay anlaşılıyor, hatta en kolay anlaşılan kitaplardan biridir. Sonra "Kastamonu Lahikası" var.. Talebeleriyle Üstad arasında geçen mektuplardan oluşmakta. Çok kolay anlaşılıyor o kitap da.
Broşürlerin herbiri çok kolay okunuyor Evren bey. İsterseniz siz ilk olarak küçük sözlerden, sonra ise gençlik rehberini okuyarak başlayın. Sonrasını da her hangi bir broşür seçerek devam ettire bilirsiniz. Yani Estağfirullah bir tavsiye değil de, yani ben olsam İlk olarak Broşürlerden başlar, sonra Külliyat'a geçerdim. Hem az çok bilgi edinmiş olursunuz Kitaplar hakta, hem de lisanınız kelimelere alışmakla, daha kolay okumanıza yardımcı olur.
Şimdiden Rabbim zihin açıklığı ihsân eylesin Evren bey. İnşâAllah Rislalelerden kaçmanıza vesile olmamışımdır :)