Sabahattin Ali’yi okurken kendimi Kemal Sunal filmleri izliyormus duygusuna kapılıyorum. Düşünüldügünde de neden ikisinin sevildikleri gayet açık:Toplumsal gerçeklik. Yani sene isterse 1940 isterse 70’ler olsun toplumun altyapısı degişmedigi için hep sevilmeye devam edilicekler. Kamyon ise cogunlukla Sabahattin Ali nin cezaevi donemlerinden beslendigini dusundugum öykülerden olusmakta. Kahramanlar anadolu insanı. Cezaevi ve hapishane psikolojisini atlatmak için yazıya dokulmus harika öyküler oldugunu düşünüyorum.