Kitap belirli bölümlerden oluşan, her cümlesi altın mahiyetinde güzel cümlelerden oluşan 350 sayfalık bir eser. Dönemine göre gayet başarılı eleştirilerde, tahlillerde bulunulmuş. Dönem güzelce analiz edilip güzelce işlenmiş. Dili döneme göre sade olsa da günümüz Türkçesine göre biraz ağır kalıyor. Bilmediğim kelimeler çok fazlaydı. Sözlük kısmı kitabın arkasında bir bölüm olarak ele alındığından her sayfada bilmediğim kelimeler için arkaya dönmek okuma hızımı yavaşlattı ve benim çok hoşnut olduğum bir durum değildi. Kitabı okurken hiçbir şey bilmediğimi ve daha çok okumam gerektiğini fark ettim. Okumak demişken kitapta okumak başlığı altında yazılan bir iki yazı vardı. Orada geçen “ kitabı bitirmek için mi okuyorsun, okumuş olmak için mi okuyorsun?” Soruları kendimi sorgulamama sebep oldu. Arada sorgulamak gerekiyor gerçekten. Cemil Meriç’in okuduğum ilk kitabı ve sonunda tanışma fırsatı yakaladığım bir yazar olduğundan oldukça mutluyum. Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.