İlminski'ye göre: Arap alfabesi kullanılırken Türk lehçeleri
arasındaki ayrılık göze çarpmıyordu. Bu bakımdan Arap alfabesi
birleştirici bir özelliği sahipti. Halbuki Rus alfabesi fonotik
yazıya yakın olduğundan en küçük ayrılıkları dahi göstermekteydi.
Bu noktadan hareketle Türk dili mümkün olduğu kadar
küçük lehçelere bölünmeli, bu küçük lehçelere de Rusça kelime
ve dil kuralları sokularak bunların birer bağımsız dil haline
gelmeleri sağlanmalıydı. Böylece Rusya'da yaşayan Türkler'in
Rus kültürünün potasında kolayca eriyerek, Ruslaşmaları
mümkün olabilecekti.