Gönderi

Şunu vurgulamak gerekir: Akla dayalı zorunlu bilgiler vardır. Bunları reddedene deli veya ahmak denir. Hatta derecesine göre reddeden farklı isim de alabilir. Mesela, bedihi bilgiyi reddeden akılsız veya deli; dinle alakalı olmayan mütevatir bilgiyi reddeden ahmak; tümevarımsal bilgiyi reddeden inatçı olabilir. Dine gelince genelde habere dayalı bilgileri içerir. Onun için dinin asılları tevatür kavramı ile temellendirilmiştir. Bunun yanına icmayı da ekleyin. Bir Müslüman tevatürî bir bilgiyi reddedebilir mi veya tartışmaya açabilir mi? Reddetmemesi ve tartışmaya açmaması gerekir. “Ben yaparım, ben yaptım oldu!” mantığıyla hareket edilmez. O zaman kişiler bedihî bilgiyi de vs. reddeder “ben yaptım, oldu!” demeye başlarlar. Bunu ise akıllı hiçkimse kabul etmez. O halde dinden konuştuğumuzda haberin mahiyeti oldukça önemlidir. Pek çok kişinin naklettiği bir haberi, hatta uygulama ile ümmet tarafından naklediken bir ameli reddetmek akıl işi değildir'. Burada “ben yaptım, oldu!” mantığı geçerli olamaz. Eğer böyle olursa hiçbir bilgden emin olamayız ki, bu dini de hayatı da alt üst eder.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.