"Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Bin derdime derman kimden bulayım
Meğer dosttandır derdimin çaresi
Türlü donlar geymiş gülden naziktir
Cefa etme bülbül güle yazıktır
Çok cefalar çektim bağrım eziktir
Güle güle gel hep canlar paresi
Didar yanan muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan mümin sayılmaz
Yezid üfürüğle çıramız sönmez
Tutuşunca muhabbetin çırası
Hani benim selvi boylu çınarım
Pervane olup ateşin yanarım
Kıblem sensin yönüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası
Pir Sultan Abdal'ım yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız neye geçersin
Muhabbeti koyup neden kaçarsın?
Böyle midir elimizin töresi?"