Şeriata Karşı Ali Şeriatı
Evet.. Ali Şeriati değil, Ali Şeriatı. Nitekim böylesine necis, böylesine zehirli ve böylesine kinli bir İslam anlayışı, ancak başka bir şeriatın temsil makamınca makul karşılanabilir. Zira herkes vazifesini yapmakla mükelleftir.
Kalemi oldukça güçlü ve şahsı ziyadesiyle zeki. Kitabı körpe bir zihinle okuyan herkes, ilk sayfasından, son sayfasına kadar haklı bulacaktır. İşte bu büyük bir beceridir.
Kitabın ilk sayfaları, hücum için hazırlık ve zemin ikmali. Reddetmek neredeyse olanaksız. Fakat donanize olmuş bir zihin ve gerekli itikadi teçhize malik bir inanç ile okuyan herkes, Ali Şeriati'nin kalemindeki zehri fark edecektir.
Şia dışındaki tüm itikad ve mezhepleri "şirk dini" olarak kategorize eden Ali Şeriati, bir de utanmadan "Peygamber ömrünü bunlar gibi putperestlerle mücadele etmeye adamıştı." diyecek kadar ileri gidiyor.
Ali Şeriati'ye göre, gerçek din hiçbir zaman yaşanamamıştır. Zira insanlar gerekli olgunluğa yenice erişmiştir. Bunu söylerken, Asr-ı Saadet için bir parantez dahi açmıyor oluşu, hadsizliğinin en büyük vesikasıdır.
Nicesi ve daha nesi ve nesi...
Kitabı okurken nevrotik nöbetler geçirdim desem, mübalağa etmiş olmam. Kaldı ki hasım bellediğim her fikirin, dinlemeye değer olduğu bilincini kendine telkin etmiş biri olarak; Ali Şeriati bahsindeki hiddetimi ziyadesiyle yerinde görüyor ve zerre-i miskal gocunmuyorum.
Öyle ki... Bazı sayfalarda dilimin ucuna gelen Bedirhan Gökçe şiirini mırıldanmadım da değil;
"Sana bir sözüm, nasihatim var,
Aldığım ahlakla bir terbiyem var,
Seni doğuran ana... deyip geçmek var,
Saygım adabımı tuttu bu gece."
Kusuruma bakmayınız sayın okuyucular.. Zürriyetsiz her fikrin, itikadı örseleyen mevkisine hınç duymak şerefimdir.
Atam Yavuz Sultan Selim'in, Kutbum İmam Gazali'nin derdinden ve mücadelesinden haberdar olan her birey, biliyorum ki bu şerefte benimle müşterektir.
Son tahlilde;
Türkeli'ni yani Anadolu'yu Şii'leştirmeye çalışan bu madrabaz takımı Allah'ın izn-i inayeti ile hüsrana uğrayacaktır.
Son söz;
"Hayatıma yemin ederim ki; insanların çoğu hakkı batıldan, doğruyu eğriden ayırt etme hususunda kendini maharetli ve çok akıllı sanır. Bu sebeple mümkün olduğu kadar hepsini sapıtmış olanların kitaplarını okumaktan men etmek, kapıyı kapamak vacip olmuştur." (Hüccet'ül İslam İmam Gazali ks)