Gönderi

Kübra Şahin yorumladı.
240 syf.
2/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Edebiyatta Çocuk İstismarına HAYIR!
Bu tür niteliksiz ve gereksiz kitaplara maruz kalmamak için kitap önerileri verdiğim YouTube kitap kanalıma abone olabilirsiniz: youtube.com/c/alintilarlaya... Bu kitabın incelemesine başlamadan önce site yönetiminden kendi incelememin üstüne, bazı gönderilere koyulan "Dikkat, bu gönderi rahatsız olabileceğiniz müstehcen
Selam Ateşleri - Ay Bazen Mavidir
Selam Ateşleri - Ay Bazen MavidirOsman Şahin · Can Yayınları · 201756 okunma
··3 alıntı·
2.012 görüntüleme
Kübra Şahin okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
İncelemenizi bugün okuyabildim,kitapla ilgili farklı incelemeler de okudum ama alıntıların tartışılan yerlerini net bir şekilde sizinkinde okuduğumu söylebilirim.Kitabi okumadım,yazar hakkinda da fikir sahibi değilim o yüzden "ilgili alıntılar şu maksatla yazılmıştır toplatilmali, özendiriyor"gibi cümleler sarf etmeyeceğim,kitabı okumadığımdan ilgili yerlerin kurguya katkısıni,akış icerisinde gerekli olup olmadığını söylemek en azından şimdilik hatalı bana göre. Dediginiz gibi bir durum varsa bildirildiğinde hukuki yaptırımı elbette olacaktır.Benim size katıldığım,alıntıyı elestirdigim nokta ise bu tarz mide bulandırıcı ifadelerin mağdurun değil de failin/sapkın kişilerin ağzından duymamizin gerçekten gerekli olup olmadığı.Yazarin okurda tiksinti uyandırmak istediği varsayımıyla hareket edersek,biz bu tiksintiyi neden mağdurun anlatımından değil de bu tarz kişiliklerin anlatımından duyalım ki,ne gibi bir katkıya hizmet eder bu? Maksadımız tiksinti uyandirmak,gerçekçilik,yankı uyandirmak,farkındalık,konuya dikkat çekmek ise mağdurun anlatımıyla da pek âlâ bunu sağlayabiliriz örneği Büşra Sanay'in kitabinda mevcut,onu okuduğumuz zaman da bu etkiyi fazlasiyla alıyoruz,alıntı üzerinden gidersek ben bu alıntıyı okuduğumda tiksinti harici bir şey duymadım mağdurun duygularını çaresizligini hissetmedim salt bu duyguyla neden harekete geçme hissiyatına kapilayim ki? Konu cinsel davranislar/suçlar özellikle de çocuklarsa çok dikkatli olunması ve eğer bir neticeye,amaca hizmet etmeyecekse bu gibi ifadelerin yer almaması kanaatindeyim.Bizler bunları okuduğumuzda tiksinti duyarak harekete gecmeyeceksek,mağduru anlamayacaksak neden okuyalım ki?İlgili kişilerin şehvani duygu ve isteklerini okumak mı yoksa mağdurun bünyesindeki tahribati okumak mı bizlere farkındalığı sağlar?.Bazilari yazarın maksadinin bu sapkınlarin duygu durumunu, kişiliğini, psikolojisini,yaşadığı çevreyi anlatmak istediğini söyleyebilir,haklı olabilir (Suç ve Ceza Raskolnikov örneği gibi)fakat bu katil olma olgusuyla aynı sey değil,bahsedilen cinsel durumlar doktorlar tarafından cinsel dürtü bozukluğu olarak da adlandırılır beyinle ilgisi vardır elbet de herkes de olmaz ama tetikleme ihtimali vardır, dolayısıyla anlatilmasini ama bu ağızdan anlatilmasinin yanlış olduğu kanaatindeyim inceleme için de teşekkürler.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Güzel bir bakış açısı olmuş bu, kendi düşüncelerime de epey yakın. Bahsettiğim öykülerden sonra dediğiniz durumlar oluşmadı maalesef, sadece tiksinti olarak kaldı ve incelemede de dediğim gibi sanki bütün köylüler böyleymişcesine şeklinde yanlış bir algıya bile sebebiyet veriyor aslında. Bir kesim insana empati yapmak için seçilen yol çok yanlış bir yol bence. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim
Adem okurunun profil resmi
Bu kitap ile ilgili çok fazla eleştiri gördüm. Hatta Osman Şahin severlerinin de üstü kapalı eleştirileri haklı bulduğuna şahit oluyorum. Genelde yazarın tek eseri üzerinden değerlendirilmemesi gerektiği konusunda mutabıklar. Yani sanki "tamam işte, yapmış bir hata " havası seziliyor :) Ben en çok tepki çeken Güvercin Artık Dönmeyecek isimli öyküyü PDF metnini indirerek okudum. Yazar hasır altı edilen, köylerdeki ahlaksızlaşmaları konu edinmiş. Köylüleri nasıl bilip değerlendiriyorsunuz bilmiyorum ama köylerdeki hava tam da yazarların anlattığı gibidir. Köy Enstitülü yazarlar bunun canlı şahidi olduklarından, köylü milletini çok da incitmeden konuyu ele almışlardır. Mesela Fakir Baykurt da Irazca'nın Dirliği isimli kitabında sekiz yaşındaki çocuğu iğfal eden zanlının babasına "Bre itoğlu, köyümüzde kancık da mı yoktu, kancık eşek de mi yoktu.. çocukla iş görmek nedir.. " mihvalinde sözler söyletir. Ortalama 30 hanelik yerleşim alanları köyler. Herkes birbirinden haberli. Bekâr bir delikanlı boş zamanlarını anasının-babasının dizinin dibinde geçiriyor. Yalnız kalıp ahlaksızlaşmaya fırsat bulduğu tek zamanlar dağda bayırda sürü otlattığı zamanlar. Osman Şahin aslında bu hikayede deli bir insanı değil, normal bir köylü insanını anlatıyor. Anadolu'nun Raskolnikov'udur Meço.. Dışarı çıkmak için direnç gösteren Bir şeyi ne kadar bastırırsanız, o kadar büyük tahribatlara yol açarsınız. Osman Şahin zamanında köylü orgazmı büyük problemdi ve o da bunu bu şekilde ele aldı. Bugün teknoloji köylünün de yardımına yetişti, herkes video izleyebilir. Geçmişte bu kitabı okumak farkındalık yaratabilir ve sizi bir çözüm düşünmeye mecbur bırakabilirdi. Belki bugün de ihtiyaç duyulabilir, tamamen çözülmüş değil elbette.. Ama bu hikâye yüzünden bir yazarın pedofili muamelesi görmesi beni çok üzdü. Sadece anlamamışsınız, bu kadar.
1 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Kendi adıma kitaplarda bu kadar detaylı bir pedofili/çocuk istismarı anlatımı görmek istemiyorum. Bu anlamamak değil, bir tercihtir. Yazarlar kitapları istediği gibi yazabiliyorsa, biz okurlar da kendi zevklerimize göre kitapları istediğimiz gibi eleştirebiliriz. Fikirlerim değişmeyecek olsa da detaylı ve saygılı yorumunuz için teşekkür ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
Bu türden betimlemelere sadece şu bakış açısıyla baktığımda yerini bulabiliyor. Evet okurken tiksiniyorum , dehşete de kapılıyorum yer yer ama bu yazılanları hissedip yapan insanların da içinde olduğu bir toplumda dünyada yaşıyorum. ‘Yaradılanı sev Yaradandan ötürü’ gibi sevgi telkinlerine epiy bir seviye ve aşamalar getirmemiz gerektiğini farketmemizi sağlıyor. Herkes iyi değil, herkes merhametimizi haketmiyor bunu anlayıp bilinç kazanabilmemiz için yüzlerce insan modelinden haberdar olmamız ve profil bilgilerine sahip olmamız gerekiyor. Kendimizi ve kendini korumaya aklı gücü yetmeyecek sevdiklerimizi koruyabilmek için. İnsan soyuna şaşırmamak elde değil, Aşağının da aşağısı olabiliyor asalet timsali de olabiliyor.. İnsanların zihninden geçen düşünceleri ve dürtüleri engelleyemeyiz ama güçlü ve kararlı ceza sistemleri ile masumları koruyabiliriz..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Elbette, ben de inceleme içerisinde özellikle bunu dedim. Zaten bunları yaşıyoruz ve biliyoruz ama bu kadar da detaylı, bu kadar da dibine kadar betimleme olmasa bence daha iyi olurmuş. Biz kitap okuyan insanlar olarak irade sahibi insanlarız fakat toplumumuzda maalesef öyle insanlar var ki, bu yazılanları kendisine bir esin kaynağı olarak alıp kötü şeyler yapabilir. Hele ki çocukların böyle bir kitap okumasına kesinlikle karşıyım. Yorumun için teşekkür ediyorum
Bu yorum görüntülenemiyor
Oldi okurunun profil resmi
Köylüler kadar köylülük de hor görüle durdu. Ben köylülerin sorunlarını kimsenin tam olarak umursadığını düşünmüyorum. Umursadığını söyleyip her insanın hayır diyemeyeceği birkaç şeyden bahsedip sonrasında köylüleri veya köylülüğe hocalık yapmaya çalışan kendinde bu hakkı gören kendine imtiyaz verilmesini isteyen çok insan gördük. Bugün köylülerin sorunu diye bir konunun konuşulması bile beyhude artık köylü kaldı mı ki? Konu ile alakası yok ama bunları söylemek geldi içimden. Teşekkür ederim bu inceleme için.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Şehirde yaşayan insan zaten kendi konforundan başka bir şey düşünmüyor ki çoğu zaman, kırsal ve kent karşılaştırmaları gerek mimari gerek edebi gerekse de demografi olarak incelenmesi, çok detaylı konuşulması gereken konular. Birbirimizden bu kadar farklı yaşantılarımız varken iki yaşayış biçiminin de birbirini anlaması gerekiyor. Şehir insanı köylünün problemlerini okumuyor, bilmiyor. Ama köy insanı da belki şehir insanının bireyselliği içinde kaybolmasını, bu mega kentler içerisinde yabancılaşmasını veya ötekileşmesini bilmiyor olabilir. İki yaşantının da birbirinden öğrenmesi gereken şeyler var bence... Değerli yorumunuz için teşekkür ederim
1 sonraki yanıtı göster
ebru okurunun profil resmi
Maalesef gerçekler bunlar. Ama eleştirel bir tutumla yazmak ayrı özendirici bir tutumla yazmak ayrı. Açıp öyküleri okudum. Çocuk istismarı, çocuğun ne kadar çekici olduğunu anlatarak eleştirilmemeli. Ya da böyle bir konuya değinilecekse bu şekilde anlatılmamalı bence de. Çok yerinde bir eleştiri olmuş. Evet kitaplar cinsellik içerebilir ama istismar cinsellik değildir, tecavüz cinsellik değildir, pedofili cinsellik değildir. Bunu ahlak bekçiliği sayanlar da gerçekten holiganlık yapıyordur..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Açıp öyküleri okumanız önemliydi bence. Çünkü sadece benim görüşümle değil kendi görüşünüzle de değerlendirmiş oldunuz. Aksi takdirde salt benim yazdığım üzerinden gidilip bir manipülasyon olmasındansa kendi düşüncenize de sahip olmuş oldunuz, bu güzel. Bugüne kadar cinsellik içeren çok kitap okudum elbette fakat o pek çok kişinin mesafeli yaklaştığı yeraltı edebiyatı kitaplarında bile pedofili/çocuk istismarı içeriği yok. Demek ki ortada bir saçmalık var. Değerli görüşleriniz ve vaktinizden ayırdığınız için teşekkür ederim
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Sayın Şahin'in yaptığına "eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek" denir. Bu arada karpuzdan da soğuduk neyse seneye yaza kadar unutmak dileğiyle...Kalemine sağlık...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu deyim aklıma gelmişti Fatma ama inceleme içerisinde söyleyemedim. Kendisi karpuzdan iğrendirdiği için başka şekilde anlatayım dedim. Ne demeye çalıştığımı tam olarak özetlemiş oldun. Teşekkür ederim
1 sonraki yanıtı göster
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.