Yaşar Kemal'in kaleminden çıkan harika bir eser. Bir ağrılı olarak bu kitabı okumak ayrıca zevk verdi bana. Çünkü kitapta anlatılan insan manzaralarına, Ağrı dağının heybetine, kadim geleneklerine aşina olan biri olarak kitabı okurken sanki olayların içindeymişim gibi hissettim. Kitaba sadece bir efsane gözüyle bakmak ve sadece bu yönüyle istifade etmek, içi altın dolu bir küpten sadece birkaç sikke almakla yetinmek anlamına geliyor. Çünkü kitapta anlatılan bir efsane değil ağrının gerçek tarihidir aslında. Ve yolunuz ağrıya düşerse göreceğiniz hayatın ta kendisidir. Kitapta karakterlerin yaşamları mucizevi olaylar sonucunda bir anda değişiyor. Ve ölümle yaşam arasında sürekli gidip geliyorlar. Onları ölüme yaklaştıran da uzaklaştıran da gelenek/görenek ve şeyhlerin sözleri oluyor. Kitapta geçen şeyhler hala doğuda çokça var. Müridleri de oldukça fazla. Şeyhin tek kelimesiyle kendini feda edebilecek onlarca mürid. Evet bir efsane bir masal değil bunlar gerçekler. Yine kitapta ateşe tapan demirci hüso gibi insanlar mevcut ve ateşe tapmaya devam ediyorlar. Sevdalar, ihanetler ve savaşlar... Bu kitapta geçen herşeyin gerçek hayatta bir karşılığı var. Kitabı bir efsane bir masal olarak değil de toplum analizi üzerine yazılmış bir eser olarak okumanızı tavsiye ederim.

Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,8bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Muhammet Ali Ateş