Semihçiğim, hani demişsin ya, "Sevdiği kadına (Camilla) deli olur; ama onu aşağılamaktan da ona küfürler savurmaktan da geri durmaz."
Doğru.
Ama finalde hani, ilk kitabının ilk sayfasını açar ya, kalemini bulup yazar: "Camilla’ya sevgi ile, Arturo" Kitabı güneydoğu istikametinde iki yüz metre kadar taşır ve sonra var gücüyle...
İşte o zaman, bu adam Akdeniz rüzgarı solumuş olmalı ya da solumuş birinin çocuğudur, diye düşünmedin mi?
Finali hüzünlüydü çok. Benim de aklıma Masumiyet Müzesi'nin Kemal'i geldi. Çağrışım vardı.
Kalemine sağlık.