Gönderi

Naso’nun postayla gönderdiği dilekçeler, ulakların ellerinin bıraktığı lekelerle, mevsimlerin nemi, gözyaşları ya da tuzlu su serpintilerinin neden olduğu lekelerle ve örselenmiş olarak metropole ulaşıyor ve İmparator’a doğru giden geçitlerin ya da odaların bir köşesinde, bir daha bulunmamak üzere, kayboluyordu; bu geçitlerin alacakaranlığında, şair Publius Ovidius Naso’nun davasına çoktan bitmiş, dosyası rafa kaldırılmış ve kapanmış bir dava gözüyle bakılıyordu; sürgünün yazgısı, Romalı bir kulun, dünyanın en güçlü ve en erişilmez adamı olan İmparator’un dikkatini ancak ve ancak bir kez çelebilmek için meydan okuyabileceğini, imparatorluğunun en büyük şairinin bile ikinci bir şansı olamayacağını kanıtlıyordu sanki.
Sayfa 98 - 1. baskı - Haziran 2003
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.