Bitti.
Sanki kitap değil de hayat bitmiş,
Çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi...
Gitti.
Giderken beni bıraktı geride. En son Martin'in ardından böyle bakakalmıştım. Oysa ne diyordu rahmetli Erdal Tosun, "Vedalaşmak asıl kalana değil, gidene koyar." Öyle olmadı işte. En çok bana koydu bu gidişler. Varlıklarından
Rıfat Ilgaz dediğimde aklınıza ilk ne gelir? Tabii ki
Hababam Sınıfı! İtiraf ediyorum okumadım ama çok izledim. Benim gibi sizlerin de izlerken kahkaha ile güldüğüne eminim. Peki Rıfat Ilgaz Hababam Sınıfı'nı neden yazmış ve nasıl bu kadar güldürebilmiş, biliyor musunuz? Buyurun cevabını kendinden dinleyelim.
Soru: ‘’Nasıl bu
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Yeşilçam filimlerinde Arapça kelimelere operasyon yapılır.
- Şakir şükreden demek. Yeşilçamda sakar rolündedir.
-Kâzım, öfkesini yenen demek. Yeşilçamda ayyaşın tekidir.
- Ziya aydınlık demek. Yeşilçamda ahlaksız bir karakter.
-Gafur affeden demek. Yeşilçamda sarhoş, cahil rolünde.
-Abdi kulluk eden demek. Yeşilçamda avanak, serseri rolünde.
-Hüsnü çok güzel anlamında. Yeşilçamda yalancı, şarlatan rolünde.
- Kâmil olgun demek. Yeşilçamda fırlama bir karakter.
Zihinsel işgalin hayret veren arkaplanı KUŞATMA kitabında.
Diğer bir "başyapıt (!)"
Hababam sınıfı
İçki , kumar , gayrimeşru ilişki ve çocuk , kopya ,alay , lakap , dersten kaçma...
Ama hepsi gençliğe hitabeyi ezbere biliyordu değil mi ...
Ne güzel demiş büyükler ;
"İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanamaya başlarsın "
"Laiklikten ne anlıyoruz, önce bunu açıklayalım. Laiklik, Atatürk'ün tüm ilkelerini sağlamlaştıran en önemli bir ilkedir. Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine, inanışa değil de akla ve bilime dayandırılmasıdır."
Yokuşun Başı ile devam etti. Nusret zorlu bir yoldan giderken, şimdi karşısında bir yokuş var ve o yokuşu çıkmak zorunda. Bakalım o zorlu yokuşu nasıl çıkacak?
On iki yaşında bir çocuk düşünün. Elinde hiçbir olanak yok, hiçbir gelir yok. Ama azim var. Ben yapacağım, ben başaracağım diyen bir azim.
merhabalar! son zamanlarda izlediğim, eğitim filmleri olarak listelemek istediğim filmleri yazdım. sizlerin de ekleyebileceği filmler (elbette eğitim üzerine) olursa sevinirim. ben de farklı filmler izledikçe listeyi uzatacağım. umarım yararlı olur. :)
1-persepolis
2-paulina
3-lego
4-özgürlük yazarları
5-hakkari'de bir mevsim
6-yarım kalan
Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı
kitabıyla ilgili bir röportaj verirken
“Nasıl bu kadar güldüre bildiniz?” sorusuna şöyle cevap verir:
“Eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. Belli bir süre sonra idam yaklaştığında
tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlarmış. Bunun üzerine aileler de o saatte sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasında bürünmüş.
Sonuçta da ölen bir adama bakarak
gülen bir halk görüntüsü oluşurmuş.
Ben de çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.”