Jean Paul Sartre'ın ilk romanı olan Bulantı, okumaya başladığım andan itibaren beni içine çekti. Kitapta yoğunlukla kendini hissettiren varoluşçuluk felsefesi, Jean Paul Sartre'ın sözcülüğünü üstlendiği bir akım. Bir olay öyküsünden çok bir durum öyküsü tarzında yazılmış bu romanı herkesin okumasını şiddetle tavsiye ederim.
Başkahraman Roquentin'in kendini ve çevresindeki dünyayı sorgulayıcı doğası biz okurlara da bulaşıyor ve hayatı sorgulamanın, varoluşu anlamlandırmaya çalışmanın kapılarını aralıyor.
"Yüz cansız hikayeye karşılık yine de bir-iki canlı hikaye kalıyor. Sık sık değil, ara sıra düşünüyorum onları çünkü eskitmekten korkuyorum."
"Zamanın ta kendisi bu, çırılçıplak zaman, ağır ağır varoluyor, bekletiyor insanı, ortaya çıktığında ise canımızı sıkıyor çünkü çoktan beri orada olduğu anlaşılıyor."
"Ardında bir evren bırakmış, önünde bir evren var."
Bulantı'yı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. 9/10 puan veriyorum.