Harun Özen

Harun Özen
@harun_ozen
İç Mimar, Yazar
Lisans
İstanbul
Sivas, 15 Mayıs
22 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Haziranda Ölmek Zor
orhan kemal'in güzel anısına işten çıktım sokaktayım elim yüzüm üstümbaşım gazete sokakta tank paleti sokakta düdük sesi sokakta tomson
Reklam
Ben kirliyim Milena. Hem de çok kirli. Temizlik ve saflık konusunda bu kadar takıntılı olmamın sebebi de budur zaten. Hiç kimse cehennemin en derin çukurlarına atılmış insanlar kadar saf bir şekilde çığlık atamaz. İşte biz, meleklerin ilahileri yerine onları dinleriz.
Prudencio Aguilar gitmedi, Jose Arcadio Buendia da mızrağı sallamayı göze alamadı. O geceden sonra bir daha rahat uyku yüzü görmedi. Yağmur altında dikilmiş duran ölünün büyük yalnızlığı, yaşayanlara duyduğu derin özlem, alfa otundan tıkacı ıslatıp yarasını silmek için evin içinde su ararkenki telaşı, Jose Arcadio Buendia'nın içine oturdu. Çok çile çekiyor olmalı, dedi Ursula'ya. Yalnızlıktan kahrolduğu belli. Bu, Ursula'ya öylesine dokundu ki, ertesi sefer ölüyü ocağın üzerindeki tencereleri yoklarken bulduğunda ne aradığını anlayıp evin her köşesine testi testi su bırakır oldu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nereden bilebilirdim ki suskunluğun bir insan evladına bu kadar çok yakışacağını? Sessizliğinle çapraz ateşe tuttuğun o kayıp zamanların izinde perperişan, rezil rüsva şekilde bir kelime için avuç açacağımı nereden bilebilirdim? Her şeyden önce söz vardı, hepsinin nihayetinde ise derin sessizlik. Derler ki yarası iyileşmezmiş suskunlukla vurulanların. Dikiş tutmazmış yarınları. Eski güzel günlerin hatırıyla yapılan pansumanlar kâr etmez, mikrop kaparmış düşleri. İçimde harlanıp kuduran bu ateş cehennemse, canın cehennemime Müjgân!
Sayfa 12 - Yitik Ülke YayınlarıKitabı okudu
Gökten üç elma düşmüştü. Kimsenin başına değil, sokak ortasına. Kimse itibar etmemişti hormonludur diye. Kerevetini ise bir belediye otobüsü ezmişti. Masum ve kirlenmemiş zamanlarda, sessiz gecelerde umutla beklenen elmalar, kirli bir zamanda umarsız dünyalara düşüvermişti apansız ve amansız. O zamanları bilenler hamur yaptık küçük tabaklarda. Gazetenin üçüncü sayfasından kesekâğıdı yapıp olay yerine koştuk. Her birimiz birer küçük parça koyup içine, çocukluğumuza koştuk delicesine. Mahallelerimizde yükselen dev binaların gölgesinde kalan son ağaçların altına gömdük onları itina ile. Elmalar öldü ve biz büyüdük. Hiç başlamadan bitti masallarımız da.
Sayfa 84 - Yitik Ülke YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam