Harun Cengil

Harun Cengil
@haruncengil
Denizci
3 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Fener geminin namusudur," dedi. "Gemiler dişidir. Namuslu bir geminin feneri ne olursa olsun gece boyunca yanar. Hatta değil üç, beş kalyon takip etse bile yanar. Fener yanmadığı için Malta şövalyelerinin kalyonları bizi karanlıkta kaybettiler. Ah keşke bulsalardı da namuslu birer denizci olarak ölseydik. Artık o feneri ha yakmışız ha yakmamışız fark etmez!”
Reklam
“Ağam! En iyi sen bilirsin. Ben bugüne kadar alt tarafı bir can aldım. Yüzlerce kişiyi öldürmek nasıl bir şey?" Sakal susuyordu. Sorusuna cevap alamayacağına hükmeden acemi tekrar işine dönecekti ki, o güne kadar 4.000 kadar adam öldüren yeniçeri şu cevabı verdi: "İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. Yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. Babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilân eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın.”
533 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday
8.5/10 · 27,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Varılabilecek son noktadır anlayabilmek. Kim bilir belki ben de anlarım kendimi. Anlayabilirim varlığımı. Ya da hepsinden vazgeçtim. Belki bir gün, bende anlayabilirim suyu,ateşi,toprağı,havayı… Yanlış anlaşılmasın! Ders almak değildir anlamak. Tecrübe asla! Kıyasla da varılmaz bu noktaya. Sadece anladığının farkında olmaktır gereken. Kim bilir belki ben de derim bir gün, “Kinyas’ı ve Kinyas hayatını anlayabilmekteyim.” Ancak sanmıyorum. Ne o kadar sabrım var, ne de anlamaya merakım… Ölümlü olduğunu unutamadıktan sonra ne gereği var anlamanın? Tutunsan da aşıklarına, zincirlesen de kendini dostlarına yine de gömülürsün toprağa. Firavunlara yaptıkları gibi. Anlayan şöyle der: “Anlamasaydım da ölecektim. Daha çok anlamak yormayacak tabutumu taşıyanların kollarını. Çünkü ne daha ağır oldum, ne daha büyük!”
Onu kurtaracağımı düşünüyordu. Ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? “Kurtuluş” dedim. “Ankara’da bir mahalle.” Fazlası değil. Belki bir de Bob Marley’in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde, kendisi yok! Kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya. Daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar. Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. Mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. Ama nafile. Çaresi yok. Kurtuluşu beklemek yararsız. Gelmez çünkü. Kontenjan dolmuş.
Reklam
38 öğeden 31 ile 38 arasındakiler gösteriliyor.