"hiçbir sırrını çözemediği koskoca bir dünyanın, koskoca bir evrenin ve hayat denen yanıtsız sorunun ortasında kendini müthiş çaresiz, küçücük, yalnız ve çözümsüz hissetti."
"hâkimiyet özgürlükle aynı şey haline geldiği zaman tamamlanmış olur. burada özgürlüğün diyalektiği ile karşı karşıyayız. özgürlüğün ifadesi olarak sınırsız iletişim bütünlüklü bir gözetlemeye dönüşür."
"şiddet ve acı görüntülerinin yığını algının olaydan tümüyle kopmasına yol açar, çünkü olay yoğun bir dikkat, bir ürkme gerektirir. sadece dikkatimizin parçalı niteliği bile bu ürkmenin gerçekleşmemesi için yeterlidir."