Üzüntüden ve acıdan öylesine korkar hale geldik ki en ufak kırgınlığı sorun olarak görüyor çeşitli yollara başvuruyoruz: daha fazla eğlence, daha fazla iletişim, daha fazla is/oyun, daha fazla bizi uyuşturacak ne varsa her birine başvuruyoruz. Acı duyma ihtimalimize karşılık deneyimlerden kendimizi uzak tutuyoruz. Mutsuz olma ihtimaline karşılık aşktan, sıkılma ihtimaline karşılık kendimizle kalmaktan, başarısız olma ihtimaline karşılık cesaretle atılmaktan kaçınıyoruz. Öylesine hassas bir hale büründük ki olan ve olacak olan en ufak negatiflik üzerimizde endişe yaratıyor. Sürekli iyi olma zorunluluğu tepemize biniyor ve buna rağzı geliyoruz. Aman incinmeyelim hiç!
İnsan yaralanan, acı duyan, hayal kırıklığı yaşayan, düşen, hata yapan, eksiklikleri olan, zaafları olan ve bütün bunların içerisinde ve bütün bunlarla birlikte bütün olabilen bir varlık. Sürekli iyi hal içinde olamazsınız, Sürekli iyi hal içinde olmamalısınız.