Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül kaya

Dünyada ondan daha güzel hiçbir sey yoktu. Ne güneş ne de ay. Tüm galaksi bile, nereye giderse gitsin yaydığı ışıkla kıyaslanamazdı.
Sayfa 414Kitabı okudu
Reklam
İnsanın düşündükleri Gördüklerinden daha korkunç olurmuş meğer.
“Aklının kıymetini bil Griffin. Ya da kalbinin. Onlar sana verilmiş hediyeler. Ve sonsuza dek onlara sahip olacağının garantisi yok.”
Sayfa 165Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Umut hakkında bir şey bilir misin, Jake?" "Sanırım bilirim," dedim. "Dünyanın en merhametsiz şeyidir. Ölüm daha iyidir. Öldüğünde acı biter. Umut seni sırf sert zemine daha yüksekten düşesin diye havaya kaldırır, kalbini özenle eline alır ama sonra yumruğuyla ezer. Sürekli. Hic durmadan. Umudun yaptığı budur işte."
Sayfa 340Kitabı okudu
Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu.
Reklam
Güneşin evrene can verdiğini söylerler. Güneş gökyüzüne yükselsin de görün bakalım, o bir ölü değil mi? Her şey ölü, her yerde ölüler var. İnsanlar yeryüzünde yalnız, çevrelerinde ölüm sessizliği; bizim dünyamız bu işte... “İnsanlar, birbirinizi seviniz!” Bunu kim söylemiş, kim bize böyle bir vasiyet bırakmış? Saatin sarkacı ha bire vuruyor, duygusuz, soğuk soğuk...
Uzaylılar filan gelse, kurtarsa bizi şu cehaletten, şu zavallılıktan.
Aslında mühim olmayan adamların çevresinde, onların mühim adam olarak görülmesini sağlayan insanlar da her daim var olmuştur.
Hiçbir erkekten nefret etmeme gerek yok; beni incitemezler. Hiçbir erkeği pohpohlamak durumunda da değilim, bana verebilecek hiçbir şeyleri yok çünkü.
Ama kanadı kırık bir kuş olmayacağım. Hiç kimse için.
Sayfa 64
Reklam
Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni'yi öptüğümü, Yüksek kaldırımda, güpe gündüz? Melahat'i almışım da sonra Alemdara gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galataya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz soluğu; Geç bunları, anam babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Mualla'yı sandala atıp, Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?
O günden beri artık hiçbir engel tanımıyorum, çünkü ait olduğum kesimin normlarını ve kalıplarını anlamsız bulduğum için, artık ne kendimden ne de başkalarından utanıyorum. Onur, suç, ayıp gibi kavramlar bir anda soğuk, teneke sesi gibi bos gelmeye başladı, bunlari dehşete kapılmadan telaffuz edemiyorum artık.
Sayfa 107Kitabı okudu
Bağınız olan, duygularınızı paylaştığınız birinin karşısında yalan söyleyip paçayı kurtarmak zordu. Gerçekler ortaya çıkmak isterdi. Bu özellikle üzüntünüzü ya da hassasiyetinizi gizlemeye çalıştığınız zamanlarda geçerliydi. Üzüntünüzü bir yabancıdan ya da güvenmediğiniz birinden saklamak daha kolaydı.
Sayfa 140Kitabı okudu
Ne garip, biraz kendini deşmeye kalksa insan, sonunda olduğunu sandığı kişinin tam tersi çıkıyor. Sokakta görse yüzünü buruşturup asla böyle biri olmak istemezdim dediği kimse, işte o çıkıyor insan.
Halbuki aldığım terbiye, okuduğum eserler bana şaşaalı hayatlar vaat ettiler; şimdi nasıl olur ki bu miskin, bu donuk, bu düşkün hayatı severek kabul ederim?
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.