Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevgi Öztürk

Sevgi Öztürk
@iiggvveesss
Arşiv
SHU
BEU
2 Kasım 1994
10 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
‘Septisemi, verem, kanser, bunlar hep boş lakırdıdır. İnsanı yalnız bir illet öldürür : Sıkıntı. Öteki hastalıklar bunun vücuttaki çeşitli görünüşleridir.’
Reklam
“Hiçbir şey her şeydir! Güçlenmek için köklerini önce hiçliğin derinlerine salmalı ve en yalnız halinle, yalnızlığınla baş başa kalmayı öğrenmelisin.”
“Çocuk yapmak için önce kendin olmalısın. Yoksa hayvani ihtiyaçlardan ötürü, yalnızlıktan ya da kendindeki delikleri yamamak için çocuk istersin. Senin bir ebeveyn olarak görevin kendinden bir tane daha, bir başka Josef daha üretmek değil, daha yükseğini yaratmak."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Montaigne'in ölüm hakkındaki denemesini bilir misin - herkese mezarlığa bakan bir odada yaşamalarını tavsiye eder hani? İnsanın zihnini arındırdığını ve hayatın önceliklerini göz önünde bulundurmasını sağladığını iddia eder. Mezarlıklar sende de aynı etkiyi bırakır mı?”
“Kendilerinden hoşlanmadıkları halde başkalarını, kendisi hakkında iyi düşünmeye ikna edenleri çok gördüm. Bunu başardıklarında kendilerini iyi hissediyorlar. Ama bu yanlış bir çözüm. Bu başkalarının otoritesi altına girmektir. Sizin göreviniz kendinizi kabul etmek; benim kabulümü kazanmanın yollarını bulmak değil."
Reklam
‘Hiç kimsenin tamamen başkaları için asla bir şey yapmadığını anlayacaksınız. Tüm eylemler kişinin kendisine yöneliktir, tüm hizmetler kendisine hizmettir, tüm sevgiler kendisine olan sevgisidir.’
“Hakikati bulmak isteyen insanın önce kendini tam anlamıyla tanıması gerekir. Ve bunu yapmak için, o insanın her zamanki bakış açısından, hatta yaşadığı çağdan ve ülkeden kendisini ayırması gerekir. Daha sonra ise o mesafeden kendisine bakması gerekir.''
“Çok fazla otorite, prestijli kişilerin fikirleri ve vardıkları sonuçlar kişinin kendi tecrübelerine dayanarak bir önerme kurmasını engelleyebilir. Aynı sebepten, bir tiyatro oyununu da sahnede görmeden ve hakkında çıkan eleştirileri okumadan önce oyunu okumayı tercih ederim.”
“Palyatif toplum aynı zamanda bir "beğendim" toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirilir. "Like" günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir. Sadece sosyal medyaya değil, kültürün bütün alanlarına hakimdir. Sadece sanat değil, bizzat hayat instagramlanabilir olmak durumundadır; yani acı verebilecek keskin kenarlar, uçlar, çatışmalar, çelişkiler giderilmiş olmalıdır. Acının arındırıcı olduğu unutulur. Acı katartik bir etki gösterir. Beğeni kültürü katharsis** imkânından yoksundur. Bu da insanların beğeni kültürünün yüzeyi altında biriken olumluluk cürufunda boğulmasına yol açar.”
"Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin."
Reklam
Satranç hayat gibidir David, demişti babası. Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek.
“Hiçbir şey imkansız değildir, bazı şeylerin gerçekleşme ihtimali daha düşüktür sadece.”
"Eğer bir şeyi yapabileceğini düşünürsen, aslında bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün. Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile."
“Peki, siz de dindar bir hayat tarzını mı benimsiyorsunuz?” diye sordu Michael sınıfı güldürerek. "Aslında," dedi Caine gülümseyerek, "Hayır." "Neden?" "İki nedeni var: Birincisi bana kalırsa dünyevi zevkleri tadarak yaşanacak bir hayat insana pozitif sonsuzluk getirir, ama dini bir hayat negatif sonsuzluktur.İkincisi, piyangoyu neden oynuyorsam dünyevi zevkleri de aynı nedenle seviyorum: Bazen insan 'istatistiklerin canı cehenneme' demeli ve içinden geleni yapmalı."