“Doğru yolda ilerlerken karşılaşılan zorlukların ve tecrübe edilen tüm iniş çıkışların her biri, aslında bizi gerçek mutluluğa yaklaştıran birer adımdır.”
Kitabı sonuna kadar okumadan yorumlamak çok yanlış olacakmış. Kurgusu gerçekten güzeldi, yazım dili basit ve detaylı tasvirler yer alıyordu. Sonuna gelene kadar neden bu kitaba zaman
harcadım diye düşünüyordum. Sonra sonuç bölümüne gelince çok etkilendim ve bir psikolojik kişilik analizi üzerine kurgulandığını gördüm.
Baş karakter Ahmet Arslan’ın çok kitap okumasından kaynaklı kültürler hakkında bilgiler vermesi, bazı kitaplardan alıntılar yapması okunurluğunu arttıran unsurlardandı.
Gazeteci kızın fiziksel ve ruhsal analizini her bölümde yapması çok sıkıcıydı ve karakteri saplantılı bir kişilik gibi gösterdiği için içten içe Ahmet’e gıcık olmama neden oldu. Sonunda zaten Ahmet’in hasta olduğunu okuyunca ohh be dedim.
Kitabın konusu Ege’de yaşayan balıkçı bir ailenin göçmen bir bebeği kaçırması ve yaşanılan duygular. İşte sorun son kelimeden ibaret! Duygular kısmını ben çok alamadım. Çok sığ kaldı. Aslında birçok toplumsal soruna değinilmiş olmasına rağmen, genel itibariyle etkileyici bir anlatıma ya da bakış açımı değiştirerek bir vurguya rastlamadım. Zaman hızla alıyor ve milyonlarca okunması gereken kitap var. Artık her karşıma çıkan kitabı okuyacak zamanım yok ve daha değerli olanlara zaman ayırmam gerekiyor. Bu yüzden bu kitapla zaman kaybetmeyin derim. İyi okumalar
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,7bin okunma