Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslâm diyor ki, bu muhtelif, münasebetler ve bunların muhtelif şekilleri arasında ne kadar iyi denge kurulursa, insan o kadar mutlu ve müreffeh olabilir. O halde, kul ile Allah, kul ile kul ve kainatın bütün varlıkları ile kul arasındaki münasebetler birbirini tamamlayıcı niteliktedir.
Dünyadaki hayat bir imtihan süresi olduğu için burada ne hesaplaşma var ne de ceza. Burada insanlara verilenler, iyi amelin bir ödülü değil, imtihan malzemeleridir. İnsanın karşılaştığı zorluk ve çektiği eziyetler kötü bir amelin cezası değil, onun bağlı bulunduğu tabiat kanununun birer icaplarıdır.
Reklam
Ebu Cehil’in asıl adı Amr bin Hişam’dı. İslam’ın büyük düşmanıydı. Okuma yazma bilen, bilgisi sayılı insanlardandı. Ama İslam ona “cehaletin babası” ismini verdi. Allah’ı bilmedikten sonra ne bilirsen bil, cahilsindir..
Fakat küçük bir çekirdeğin içine koskoca bir ağacı saklayan Allah, nelere kadir değildi ki?
Allah’ın, kuluna hidâyet vermesi; ona önce İslâmlı­ğı nasib etmesi, sonra İslâm ahlâkını öğretmesi, daha sonra da İslâm yolunda yürütmesidir.
Eleştiri, özü itibariyle, düşüncenin sonucu olmayan bir şeyi “düşünmek” ister.
Sayfa 169
Reklam
Peygamberimiz buyurur: — Ni’metin vahşeti vardır. Vahşî hayvanlar gibi ka­çar, onu şükür bağı ile bağlayınız.
Halk arasında büyüklük taslama. İnsanlar ara­sında büyüklük taslıyan dünya ve âhirette hayırlı işler göremez.
Âhiretini unutturacak şekilde hırsla dünyaya sarılma.
Bayazıd-ı Bestâmî anlatır: — Otuz sene ibâdet ettim. Sonunda birisini gör­düm. Bana şöyle dedi: — Ey Bâyezid, Allah’ın hâzinesi ibâdetle doludur. Eğer Rabbına kavuşmak istersen alçak gönüllü ol.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.