Emre Erçin

159 syf.
·
Puan vermedi
Bir insan hakkında duyduğumuz, doğru olduğuna inandığımız kaç bilgi vardır ki doğruluğu kesin olsun. Kendi bakış açımızdan ya da başkalarının vermiş olduğu bakış açılarından bir kişiyi tanımak, bilmek, onun hakkında bir fikre kapılmak ne kadar doğrudur sizce? Her insan verdiği karar(lar)ın sonucunda -ister istemez- iyi-kötü, güzel-çirkin, huzurlu-huzursuz, vs. bir yaşantıya sürüklenir. Hayatınızın çoğu insan tarafından yanlış anlatıldığı, bilindiği bir yaşam sürdüğünüzü hayal edin. Çoğu insanın yalan bilgiler karanlığında sizden nefret ettiğini. Evet ana karakterlerimizden biri olan Mürşit Bey bu şekilde bilinen biri. En kötüsü ise buna özkızı Zehra'nın da inanmış olması. Küçücük çocuk tabi ne bilsin babasına karşı bir nefret şerbeti içirdiklerini ve su misali şerbeti hiç eksik etmedikleri. Küçük bir örnekle somutlaştıracak olursam:"Sen insanların en zalimi, ahlaksızı, serserisisin... Ailemizi sen mahvettin... "sayfa 146 Acımak romanının yanlış bilinmiş bir adamın üzerine kurulu olduğunu söyleyebiliriz. Kitabı okurken Mürşit Bey'in yaşadığı (eğer yaşamak buysa) sıkıntıları hissedeceksiniz. Nasıl dayanabildiğine şaşıracaksınız. Kim bilir belki de üzüntüsünü de paylaşıp ağlayacaksınız. Kitabın bana öğrettiğini (en azından öğrenmiş olmayı ümit ederek) şu güzel satırlarla ifade etmek istiyorum: Hiç kimse göründüğü kadar iyi, anlatıldığı kadar kötü değildir. Birini yargılamak için acele etme (İbrahim Tenekeci). Kitabı çok beğendim ve okumayı düşünen herkese şiddetle tavsiye ediyorum
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,6bin okunma
Reklam
308 syf.
·
Puan vermedi
Ufak bir bilgi ile başlamak istiyorum: Atasözleri, geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir.[Evet Google'dan baktım :)] Atasözlerini bilmeyenimiz yoktur. Örneğin kurunun yanında yaş da yanar gibi. Dikkatimizi şu noktada toplamak istiyorum; 'geçmişten günümüze gelen'. Geçmişten günümüze ulaşan sadece atasözleri midir? O zamandan bu zamana çektiği acıyı bize de genetik miras bırakan yok mudur? İşte bu kitabın ana fikri olduğunu düşündüğüm genetik miras biz okuyuculara alışılmışın dışında bir eser sunuyor. Asırlar önce yaşa(n)mış asker Burkay'ın evli olması halinde dahi bir başka kadına olan aşkı, karısını kurban adamaya kadar sürüklemiş, karısı ise bu öfkeli hâlden Allah'a yalvarıp Burkay'ın tekrar tekrar dirilip ızdırap çekmesi için beddua etmiş ve bu beddua son adam(Ruh adam) olarak Subay Selim pusat ta son bulmuştur. Tarihi bir roman olarak başlayan bu kitabı okurken gerçek hayatta mı yoksa rüyada mi olduğumuzu zaman zaman anlayamadığımız güzellikte şahane bir eser. Kitabı bana okutan ise alıntılarda gördüğüm şu iki mısradır:"Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?" Üzerinde birkaç saat düşünüp yazdığım için inceleme biraz karışık olmuş olabilir siz mazur görün :) İyi ki okumuşum şiddetle tavsiye ederim keyifli okumalar
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927,1bin okunma
·
Puan vermedi
Çocuklara ithafen yazılan öykülerde asıl amacın daha çok yetişkinlere hitap edildiği bilinir. Martı kitabını okuyanlar için bu kitap da Jonathan Livingston tarzında arayış içerisinde olan küçük Kara Balık'ın hikayesi. Dünyanın sadece bize sunulan kısıtlı çevreden ibaret olmadığına inanıp yola çıkan ve bu hususta önüne gelebilecek engellere rağmen devam etme cesaretini gösteren bir hayat hikayesi.
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
190 syf.
·
Puan vermedi
Mevlana'nın şu sözleriyle başlamak istiyorum:"Sopayla kilime, halıya vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, onun tozunu ve kirini almaktır." Hayat koşturmacasıyla geçen günlerimizde bu kitabın bazı noktalarda tozumuzu alacağı düşüncesindeyim.Yazar bazı noktalara yaklaşımımız, onların hayatımızdaki yeri ve önemini de sorgulatıyor. Örneğin para; İnsan ilişkilerinin yerini parayla ilişki mi alıyor? Amerika yerlilerinin sorduğu gibi,"Dünyada yenecek bir şey kalmadığı gün parayla mı karnımızı doyuracağız?(Sayfa 96) Burda cümlenin orjinal halini paylaşmakta yarar olduğunu düşünüyorum:"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!" Televizyon; Malcolm Muggeridge'e göre "Televizyon insanları koflaştırmayı amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor."(Sayfa 103) Televizyon dünyayı daha yakından tanımamızı sağlayarak ufkumuzu mu genişletiyor, yoksa kaçmaya çalıştığımız dünyayla aramıza mesafe koymamızı sağlayan bir araç mı?(Sayfa 103) Psikoloji alanında yazılmış çok güzel bir eser. Keyifli okumalar..
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,142 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Altı farklı öyküden oluşuyor bu kitap. Kitabı genel olarak ele alırsak bir kişinin babasıyla olan iletişiminin ölümüyle bile hâlâ devam edebileceğini anlattığını söyleyebiliriz. Kafka'nın Milena'ya Mektuplar kitabına biraz benzettim diyebilirim. Kitabın ismi ise belki de bazı insanlara ithafen konulmuştur. Hayatımızda olduğunu düşündüğümüz, zor zamanlarda mış gibi davranan insanlara ithafen Bir De Baktım Yoksun..
Bir de Baktım Yoksun
Bir de Baktım YoksunYekta Kopan · Can Yayınları · 20181,027 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap yazarın daha çok özlü sözler misali toplanıp deneme haline gelmiş bazı düşünceleri diyebiliriz. Kısa bir kitap olduğundan çabucak biter. Keyifli okumalar..
Çeşitli Düşünceler
Çeşitli DüşüncelerMontesquieu · KARBON KİTAPLAR · 202010 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın bu kitabı yazmaktaki amacını şu satırlardan anlayabiliriz. Sayfa 24-25: Fakat bu taslak metnin, bu türden bir kılavuz kitap hâline gelmeye yönelik bir iddiası yoktur; sadece biraz fazla kibirle ayrıcalıklı olduğumuzu sandığımız bu dünyada hemen yamacımızda gerçekleşen bazı ilginç olaylara dikkat çekmek istiyorum... Ancak bu kısa notlar içinde her şeyden önce çiçekle ilgilenmek niyetindeyim, çünkü en büyük mucizeler onda görünür. İlk başlarda amacını koruyan ve güzel bir şekilde ilerleyen bu kitap sonraki bölümlerde (Boksa Övgü, Savaşın Tanrıları, Kaza psikolojisi vs.) birey-yaşam ilişkisi üzerinde durulmuş. Deneme şeklinde yazılmış olmasına rağmen benklentimin altındaydı.
Çiçeklerin Zekası
Çiçeklerin ZekasıMaurice Maeterlinck · Ketebe Yayınları · 202095 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kısa sürede okunabilecek tatlı bir kişisel gelişim kitabı. Bazı yerlerde küçük kısacık öyküler bazı yerlerde yazarlardan alıntılar bulabileceğiniz bir kitap. Kitapta yer yer fotoğraf olması ise belki de yazarın bize tefekkür etmemiz gerektiğini gösteren bir mesajdır. Kim bilir.
Beni Sessiz de Sevebilir misin?
Beni Sessiz de Sevebilir misin?Kemal Sayar · Timaş Yayınları · 20143,552 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Şiir ve hikayenin bir arada olduğu edebiyatımızda örneği bulunmayan bir kitap. Kitabın başında Behçet Necatigil'in şu sözü geçiyor: Şimdilik edebiyat kitaplarımızda böyle bir tür yok, ama ilerde"şiir-hikaye" diye, şiirle hikaye arasında ortak bir türe de yer verileceğini umuyorum. Ben de...
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat AğlarŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 20194,197 okunma
92 syf.
·
Puan vermedi
Hiç düşündünüz mü yaşamda başka bir amacımız olabileceğini? Salt rutinlerden hiç mi sıkılmadınız? Neden bir kalıba uymak zorunda olacağım oysa benim başka hayallerim de olabilir dediniz mi? O zaman siz de birer Jonathan Livingston'sunuz. Richard Bach'ın yazdığı masalsı bu kitapta martı Jonathan Livingston'un bu hayata yemek bulmak için gelmediğine daha başka bir amacı hayali olduğuna olan kuvvetli inancı kahramanımızı sınırlarının dışına çıkmaya zorlar. Fakat bu yolda başına geleceklerden habersizdir. Kitap 4 bölümden oluşuyor. Son bölüm gerekli miydi derseniz tartışılır. Martılara dair resimlerle donatıldığı için de kısa sürede okunabilir.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon · 199967,5bin okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Meursault dış dünyadan kopuk, hiçbir şeyi umursamayan, çevresinde olup bitenlere karşı bu kadar mı kayıtsız olunur denilebilecek bir karakter. Kitabın ilk cümlesi de bunun için bir ipucudur zaten. "Anam ölmüş bugün. Belki de dün, bilmiyorum." Meursault kadar olmasa da belki biz de birer Yabancı'yız. Kendimize, doğaya, arkadaşlarımıza... Saçma ve klasik rutin dışına çıkmayan bir adamın hikayesi.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2012112,3bin okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
Ortak bir hayalle yolları kesişmiş iki arkadaşın öyküsü bu. Başından bela eksilmeyen Lennie Small ve onu koruyup her zaman yanında olan George Milton. Çaresizlik duygusu bir hikaye olsaydı bu bence Fareler ve İnsanlar olurdu. "Üzülme," dedi. "Bazen insan mecbur kalır."
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023173bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap maymunların hüküm sürdüğü ve insanların ise denek olarak kullanıldığı bir gezegeni konu ediniyor. Yazarın bu kitabı yazmaktaki amacının empati duygumuzu aşılamak olduğuna inanıyorum. Hikaye üç gezgin arkadaşın dünyaya olan benzerliğinden dolayı Soror adlı gezegene iniş yapmasıyla başlıyor. Fakat görünüşün yanıltıcı olduğunu anlamaları uzun sürmüyor. Ana karakterimiz Ulysse burdan çıkmanın ve hatta arkadaşlarını da kurtarmanın yollarını bulabilecek mi? Maymunlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulabilecek mi? Şaşırtıcı sonu ile güzel bir bilim kurgu romanı.
Maymunlar Gezegeni
Maymunlar GezegeniPierre Boulle · İthaki Yayınları · 20185,3bin okunma