Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Benj

Benj
@isthatme
gitmek... varmak değil gitmek
Sabitlenmiş gönderi
Düşmanca eğilimlerini tanımaya ve kabul etmeye başlayan insan, davranışlarının kendisi için ne denli zararlı olduğunu görmeye başlar ve bundan rahatsız olur. Çünkü insan haklı olduğunu kolayca kabul eder, ama yanılmış olduğunu kabul etmek benliğe indirilmiş bir darbe olarak yaşanır. Ama bu rahatsızlığın olumlu bir yanı da vardır: İnsanı bir şeyler yapmaya güdüler. Düşmanca senaryolarının yerine neler koyabileceğini ise kendi doğasından bulup çıkarabilir. Örneğin kızgınlık tepkilerini anında fark ederek, yaşanmakta olan durumu en uygun biçimde dişavurabilme çabaları başarıya ulaştığında, düşmanca eğilimlere neden olan birikimler de ortadan kalkar. Kızgınlık tepkisi kendini koruma içgüdüsünün doğal bir parçasıdır ve düşmanca eğilimlerin etkinlik kazandırdığı yıkıcılıktan farklıdır. İşte bu ayrımı yapabilmiş olmak, insanın olumlu duyguları kadar olumsuz duyguları da yaşama hakkını kendisine tanıyabilmesini sağlar. Böyle bir durum insanın kendinden utanma duygusunu da ortadan kaldıracağından, içindeki hayvanın canlı ve yaratıcı nitelikleri de etkinlik kazanabilir
Sayfa 167 - kendini yasamakKitabı okudu
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
Eddy’nin Sonu
Eddy’nin SonuÉdouard Louis
7.8/10 · 398 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ranlı şair Sarı Nazım'ın bir mesnevisinde merak ettiği şey: Mutluluğun resmi yapılsın isterdim. Bunun nasıl yapılacağını çok iyi biliyorum. Bir anne resmi yapılsın isterdim, iki çocuğu olsun; kucağında gülümseyerek tutup emzirdiği küçüğü, o annenin iri göğsünün ucunu mutlulukla gülümseyerek emerken, hafifçe kıskanan büyük kardeşle annenin gözleri buluşsun isterdim. Hem bu resimdeki anne ben olayım, hem de bu resim gökteki kuşu hem uçar gibi hem de gökte mutlulukla sonsuza kadar asılı kalır gibi gösterip zamanı durduran Heratlı eski üstatların usulüyle yapılsın isterdim. Biliyorum, kolay değil
Sayfa 438 - Şeküre, kitabın sonu.Kitabı okudu
Nakış odasının mavi kapısı açık olduğu için konuştuklarını rahatlıkla işitebiliyordum. "İtalyan üstatların portrelerinden sonra insan korkuyla anlıyor ki," dedi babam. "Resimde artık gözler, hepsi birbirine benzeyen birer yuvarlak ve basit delik değil, ışığı ayna gibi yansıtan ve kuyu gibi emen bizim gözlerimiz gibidirler. Dudaklar kâğıt gibi dümdüz yüzlerin ortasında birer yarık değil, gerilerek ve gevşeyerek bizim bütün neşemizi, kederimizi ve ruhumuzu ifade eden, her biri bir başka kırmızı, mana düğümleridir. Burunlarımız yüzlerimizi ortadan ikiye bölen birer yavan duvar değil, her birimiz için apayrı biçimi olan birer canlı, meraklı alettir."
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Tepemizde takımyıldızlar alçalıp dönüyor. Tanrılığım içimde, güneşin denizde boğulmadan önceki son ışıkları gibi parlıyor. Bir zamanlar tanrıların ölümün zıttı olduğunu düşünmüştüm ama artık her şeyden daha ölü olduklarını görüyorum çünkü hiç değişmiyorlar ve hiçbir şeyi ellerinde tutamıyorlar. Hayatım boyunca ilerledim, şimdi de buradayım. Bir ölümlünün sesine sahibim, geri kalanları da alayım. Ağzına kadar dolu kâseyi dudaklarıma götürüyor ve içiyorum
Sayfa 392Kitabı okudu
Denizciler dizlerinin üstüne çöktü. Dayanamayacağım, diye düşündüm. Onu yakalayacak, sımsıkı kendime bastıracaktım. Ama ona son bir defa sarılmakla yetindim, cildime dağlamak istermiş gibi sıkı sıkı kucakladım. Sonra adamların arasında yerini almasını, gökyüzüne karşı siluet halinde pruvada durmasinı seyrettim. Dalgalardan fışkıran ışık gümüş rengiydi. Hayırla gitmesini dileyerek elimi kaldırdım ve oğlumu dünyaya verdim
Sayfa 364Kitabı okudu
Odysseus'un en sevdiği numara, diğerlerine benzeyen bir adammış gibi yapmaktı ama onun gibisi yoktu, şimdi artık öldüğüne göre dünyada öyle biri kalmamıştı. Bütün kahramanlar aptal, demeyi severdi. Ben hariç bütün kahramanlar demek istiyordu. Peki, hata yaptığında onu kim düzeltecekti? Kumsalda durup Telegonos'a bakmış ve onun korsan olduğuna inanmıştı. Salonunda durup Telemakhos'u kumpas kurmakla suçlamıştı. İki çocuğu vardı, ikisini de açıkça görememişti. Ama belki de hiçbir anne baba evladını gerçekten göremez. Baktığımızda sadece kendi hatalarımızın bir yansımasını görüyoruz.
Sayfa 318Kitabı okudu
Düşünmeden uzandım ve elimi koluna koydum. "Sen taşıdığın kan değilsin. Seni de kendisiyle birlikte götürmesine izin verme."
Sayfa 315Kitabı okudu
Akıntıların hareket ettiğini hissettim. Kum zerreleri fısıldaştı. Kanatları havalanıyordu. Etrafımızdaki karanlık yaldızlı kanından bulutlarla ışıldadı. Ayaklarımın altında binlerce yılın kemiği vardı. Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım, diye düşündüm. Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap
Sayfa 290 - Trygon’un kuyruğuKitabı okudu
Reklam
Odysseus bir keresinde bana yarası bir türlü iyileşmeyen kralla ilgili bir hikâye anlatmıştı. Ne doktor ne de zaman para ediyormuş yaranın iyileşmesi için. Kral bir kâhine gitmiş ve cevabını almış: Yarayı yalnızca onu açmış olan adam, onu açarken kullandığı mızrakla iyileştirebilirmiş. Böylece kral düşmanını bulana dek topallaya topallaya bütün dünyayı dolaşmış, düşmanı da onu iyileştirmiş. Keşke Odysseus burada olsaydı da ona sorabilseydim diye düşündüm: İyi de kral onda o kadar derin bir yara açmış olan adamı kendisine yardım etmeye nasıl ikna etmiş? Cevap başka bir hikâyedeydi. Uzun zaman önce, geniş yatağımda Odysseus'a sormuştum. "Ne yaptın? Akhilleus'la Agamemnon seni dinlemediğinde ne yaptın?" Ateşin ışığında gülümsemişti. "Kolay. Seni dinlemedikleri yeni bir plan yaparsın."
Sayfa 279Kitabı okudu
Benj

Benj

, 2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
3/10 kitap - %30 tamamlandı
3 kitap okudu
10 kitap
1.160 sayfa
0 inceleme
2 alıntı
Düşüncelerim sık sık o sakin gözlü, dikkatli çocuğa dönerdi. Babasının ne beklediğini bilip bilmediğini, bu umutların ağırlığını hissedip hissetmediğini merak ederdim. Bir geminin görünmesi için dua ederek her gün kayalıklara çıktığını canlandırırdım kafamda. Her gece uykuya dalmadan önceki yorgunluğunu, yatağına bir zamanlar babasının ellerinde kıvrıldığı gibi kıvrılırken içindeki kederi hayal ederdim. Karanlıkta ellerimi birleştirdim. Bin türlü numaram yoktu, sabit bir yıldız da değildim ama ilk defa olarak o boşlukta bir şey hissettim. İleride büyüyebilecek bir umut, canlı bir nefes
Sayfa 231Kitabı okudu
Kış yağmurları başladı, ada baştan aşağı toprak kokuyordu. Bu mevsime bayılırdım, soğuk kumlar, çiçek açan beyaz karacaotlar. Odysseus etlenmişti, hareket ettiğinde de o kadar sıklıkla yüzünü buruşturmuyordu. Sinirli hallerinin en kötü kısmı dağılıp gitmişti. Bundan tatmin sağlamaya çalışıyordum. İyi bakılmış bir bahçeyi seyretmek gibi, dedim kendi kendime. Yeni doğmuş kuzuların ayağa kalkmaya çabalamasını seyretmek gibi
Sayfa 228Kitabı okudu
196 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.