"tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
kaatiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir"
"Cinayeti engelleyebilmek için bir şeyler yapabilecekken yapmayanların çoğu, namus sorunlarının ancak faciada rol almış kişilerin erişebildiği kutsal alanlar olduğu bahanesiyle kendilerini avutmuşlardı."
"O zavallı çocuk" dedi, "çatık kaşlı ve kibirli olmadığım bir anımı bile görmedi ve onu sevmediğim ve değerini bilmediğim inancıyla birlikte gitti. Ona karşı ruhumun derinliklerinde hissettiğim o duyguyu kimden saklıyordu? Bu duyguyu hissedip keyfini çıkarması gerekmez miydi? Kendimi o maskeyi takmaya zorladım ve bu yüzden de onunla sohbet etme, duygusal bir yakınlık kurma şansını kaçırdım. Benden şiddetten ve gaddar bir tavırdan başka bir şey görmediği için bana karşı hep soğuktu."