Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fatih Sultan Mehmet
Sık sık Fatih'in ünlü sözünü düşünüyorum. "Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı vardır: Kitaplık, kanalizasyon, hamam."
Sayfa 77 - Literatür Yayınları 7.Baskı 2016
Halüsinasyon değil 'O' !
Tommy halüsinasyon görmeye başlamıştı. Wentworth Sokağı' ndan çıkarken açık bir kanalizasyon deliğinden bir palyaçonun kendisine gülümsediğini sanmıştı. Palyaçonun gümüş rengi gözleri parlıyordu. Beyaz eldivenli elinde bir sürü balon vardı.
Derry, PennywiseKitabı okudu
Reklam
işte işe yaramaz boş insanlar böyledir. Sokaktan bir cankurtaran ya da itfaiye arabası geçmeye görsün, hemen durup bakarlar. Bir yerde bir kanalizasyon çukuru mu açıldı, başına üşüşüp seyrederler. Bir kazma makinesi yol mu açıyor, saatlerce bekleşirler çevresinde. Çünkü yoktur önemli bir işleri, bir hedefleri yoktur. Her şey, bütün olaylar dışlarındadır. Seyircisidirler her şeyin, yapılan yolların, yanan evlerin ve para kazanan insanların.
Sayfa 63 - E-kitapKitabı okudu
. .. ❝Teknoloji mi diyorsunuz? Teknoloji boynumuzdaki ilmiği daha da sıklaştıracaktır, elimizi kolumuzu daha sıkı bağlayacaktır. Hayır, gereksiz emekten kurtulmak gerekiyor. İnsan huzur arıyor. Fabrikalar da, bilimler de huzur vermiyorlar onlara. Bazılarına az bir şeyler gerekiyor. Bana küçücük bir ev gerekliyken bir kenti kocaman binalarla doldurmaya ne gerek var? Kalabalıkların yaşadıkları yerlerde su boruları, kanalizasyon, elektrik vardır… Oysa bunlar olmadan yaşamayı deneyin… Ne rahat bir hayatınızın olduğunu göreceksiniz!❞ .. .
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
- Fatih Sultan Mehmet Han
Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı var­dır: Kitaplık, kanalizasyon, hamam!
Sayfa 77
İslâm âlemi muazzam bir zuhur bekliyor! Bütün vahidleri yerli yerine koyacak, İslâm'ı Dünya çapında bir murakabe süzgecinden geçirebilecek, kurtarıcı sistemin sadece İslâm olduğunu laboratuvarlara tasdik ve vicdanlara kabul ettirecek, ülke ülke taklit cereyanlarını kanalizasyon kanalları gibi kurutabilecek ve ilaçlayacak, tarihin sahte ve gerçek kahramanlarını siyah ve beyaz kat'iyetiyle birbirinden ayıracak ve ayıklayabilecek bir zuhur... Bunu sade biz beklemiyoruz. Mütefekkir tarihçi "Toynbee" ve bazı garp düşünce adamları da artık Hristiyan medeniyetinin miadını doldurmuş ve istikbalin İslâm'a geçmiş bulunduğunu söyleyerek; kaygı ve korkuyla aynı şeyi beklemektedirler. Hâlbuki biz hâlimizden kaygı ve korku duymamaktayız.
Sayfa 119 - Hitabe/ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN IIFSO 3. GENEL KONFERANSINDA YAPTIĞI KONUŞMANIN TAM METNİKitabı okudu
Reklam
Analojiye dayalı kanıtlamaların bir diğer sorunuysa farklı bakış açılarıyla tümüyle başka benzeşimlere gidilmesidir: Üç mühendislik öğrencisi, insan bedenini nasıl bir Tanrı'nın tasarlamış olabileceğini tartışmaktadır. Birincisi, "Tanrı bir makine mühendisi olmalı," der, "şu eklemlere bir baksanıza!" İkincisi, "Hayır," der, "bence Tanrı elektrik mühendisi... Sinir sisteminde binlerce elektrik bağlantısı var çünkü." Üçüncüsü, "Yok," der, "bence Tanrı kesinlikle bir inşaat mühendisidir. Oyun parkının ortasından kanalizasyon borusu geçirmek başka kimin aklına gelir?" Sonuçta benzeşime dayanan kanıtlamalar pek tatmin edici değildir.
Sık Sık Fatih'in ( Fatih Sultan Mehmet) : "Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı vardır: Kitaplık, kanalizasyon, hamam." sözü aklına geliyordu.
Sentetik hormon insan vücudunun ürettiğinden 200 kat daha kuvvetli
O deterjanlar kanalizasyon suyuna kavuştu ordan toprağa, topraktan bitkilere, bitkilerden hayvanlara , bitki ve hayvanlardan insanlara ulaşıyor.Beyazlatan deterjanlarda titanyum dioksit (Zararsız görünen zehir) içerir.Leke çözücüler enzim içerir.Enzim ve hormonlar vücuttaki bütün süreçleri yönetir . Bu şekilde tüm süreç baştan bozulmuş olur .
Sayfa 108 - Yitik şifaKitabı okudu
Florence Nightingale: Üç yıl sonra Florence amacına ulaştı ve bir kadın hastanesinde yöneticiliğe başladı. Aynı yıl Kırım Savaşı patlak verdi. 21 Ekim 1854’te, eğittiği gönüllü hemşireler ve 15 Katolik rahibeyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nun yolunu tuttu. Florence, Üsküdar’daki Selimiye Kışlası’nda gördüğü manzaraya inanamadı. Yalnız tıbbi personel aşırı iş yükünün altında ezilmekle kalmıyor, hastalara da yetersiz bakıyordu; ayrıca ilaç stoku tehlikeli boyutta düşüktü ve hijyen standardı diye bir şey yoktu. Bu durum yetkililerin umurunda bile değildi. Hastalar neredeyse dip dibe yerlerde yatıyorlardı. Florence bir yandan ekiniyle hastaneyi düzene sokup hijyenik koşulları sağlamaya çalışırken, bir yandan da hastalara bakmaya başlamış, diğer yandan ise İngiliz Hükümetine başvurup maddi destek gönderilmesini sağlamıştı. Bir süre sonra Florence’ın olağanüstü çabaları sayesinde hastanede ölüm oranı yüzde 42’den yüzde 2’ye düştü. Florence’ın tavsiyeleri üzerine hastanede kanalizasyon ve havalandırma sorunları çözülmüş, askerleri savaş yaralarından daha çok öldüren tifüs, kolera, dizanteri gibi hastalıkların önüne geçilmişti.
Sayfa 76 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.