Özgürlüğü benden iyi kimse bilmez
Kimse bilmez bir dağın omzuma yaslandığı olur
Nehirler yatağını değiştirir geçeyim diye
Baktığım her çiçek salıverir kendini
Kibri bilmem yine de
Kaçarsam kırlardan kırlara kaçarım
Kaçarım kırılan ellerim ceplerimde
Kentlere düşmektense çöllere düşsün yolum
Yabani otları tercih ederim
Kuş tüyü döşeklere
...
...
1960 ve 1970'lerdeki kalem kavgaları: 1960'ların başında Atsız Orkun'da ve Millî Yol'da yazmaktadır. Bedii Faik'in 18 Şubat 1962 tarihli Dünya gazetesinde, 1944 olaylarından bahsederek Atsız ve arkadaşlarını Naziler safında savaşmak üzere hükümeti ele geçirmekle suçlaması üzerine Millî Yol'un 6. sayısında (2 Mart
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim.
️️️️️️️️️️️️️️️️
Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI
Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek.
ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Nerde kendini bilmez çocuklar?
Bir sabah öylece çekip gittiler
Çınlandı alkışlar kör sokaklarda
Yankısı kime kaldı?
Deniz koydum adını
Kederi bende kaldı
Uzak köyler koydum birbirine
Denizine aldandım.