Oysa yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek, tekamül etmektir. Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkında varmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gelgelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor. Cesaret denilen şey insanlığı çoktan terk etmiş. Belki de hiç cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise Tanrı korkusu: İşte bizi yöneten iki şey.
Sahip olunan her türlü fiziksel ve zihinsel ayrıcalığın felakete sürükleyen bir yanı vardır; devrik kralların sendeleyen adımlarında izini sürebileceğimiz türden bir felaket. Diğerlerinden farklı olmamak daha iyidir. Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler. Kafaları son derece rahat, ağızları birer karış açık öylece oturup oyunu izleyebilirler. Zafer nedir bilmezler belki ama en azından, yenilgiyi de tatmazlar. Hiç istifinlerini bozmadan kayıtsız, gürültüsüz patırtısız yaşayıp giderler; tıpkı hepimizin yaşaması gerektiği gibi. Ne başkalarını felakete sürüklerler, ne de yaban ellerde heder olurlar.
İlk Halil Cibran okuyuşum. Lübnanlı yazarın dili çok akışkan ve anlaşılır. Uzun cümlelerine çok fazla duygu sığdırmış.
Kitabımız 4 hikayeden oluşuyor. Ben en çok "Günahkâr Halil"den etkilendim sanırım. Tüm hikayelerde asi ruhların ifadesi var. Tüm ruhlar aslında olması gereken bireysel özgürlüğün, yaşadıkları toplumlarda nasıl asilik gerektirdiğini gözler önüne seriyor. Kitapta kadınların toplumdaki yerinden, din adamlarının haksız üstünlüğüne kadar her şeye eleştiri var. Okuduğum için çok şanslıyım. Halil Cibran'a kütüphanemde daha çok yer vereceğim.
Not: Anonim Yayınevi'nde yazım yanlışı tespit ettim 1-2 tane. Bu nedenle bu yayınevini önermiyorum.
Asi RuhlarHalil Cibran · Anonim Yayıncılık · 20212,554 okunma