Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Başımı sıvazlasa keşke hayat! Okulda sessiz sakin öğrencilere, zorbalar nasıl yapışıyorsa hayat da sülük gibi yapışıyor bana. Önce arkamdan gelip çimdikliyor, sonra birden önüme çıkıp kum fırlatıyor yüzüme. Dayanılmaz!”
Sayfa 221 - OblomovKitabı okuyor
Reklam
" geçecek, her şey geçer, hepsi geçer. Hatta sonra , çok sonra anılar hükmünü yitirdikten, onu iyice unuttuktan, içindeki acının yerini kocaman bir boşluk aldıktan, keşke geçmeseydi dedikten sonra , keşke acısını bir hastalık gibi yüreğimde taşısaydım, desen bile geçer.."
Sayfa 218
"Zaman hapishanesinden kaçmanın bir yolu yok muydu? Ah, keşke tekrar en baştan başlayabilseydi! Ama nasıl? Nereden? Kiminle?"
"İmkanın varken dinlen! Az sonra o bacaklarına bir iş bulacağız. Bizim oraya varmadan, keşke hiç bacağım olmasaydı diyeceksin." "Eğer bana bıraksalardı, şimdi ölmüş olmayı yeğlerdiniz, dedi diğeri. "Seni ciyak ciyak vikletirdim, seni sefil fare seni." "Eğer bana bıraksalardı, şimdi ölmüş olmayı yeğlerdiniz, dedi diğeri. "Seni ciyak ciyak vikletirdim, seni sefil fare seni." San dişlerini Pippin'in yüzüne yaklaştırarak üzerine eğildi. Elinde uzun, testere gibi dişli kara bir bıçak vardı. "Uslu uslu yat, yoksa seni bunla gıdıklayıveririm," diye tısladı. "Dikkatleri üzerine çekme, yoksa bana verilen emri unutuveririm. İsengard'lılara lanet olsun! Uglûk u bagronk sha pushdug Sarumanglob bûbhosh skai": Kendi dilinde, giderek mırıldanma ve hırlamaya dönüşen uzun ve hiddetli bir söyleve geçti."
Goethe
Bazen bir an için kalkıp gitme, bağları koparma cesaretini buluyorum kendimde, keşke nereye gideceğimi bilsem! Herhalde giderdim.
Reklam
Muazzam
Bir zât, bir bîçareyi, bir minarenin başına çıkarıyor. Minarenin her basamağında ayrı ayrı birer ihsan, birer hediye veriyor. Tam minarenin başında da en büyük bir hediyeyi veriyor. O mütenevvi hediyelere karşı ondan teşekkür ve minnetdarlık istediği halde; o hırçın adam, bütün o basamaklarda gördüğü hediyeleri unutup veyahud hiçe sayıp şükretmeyerek yukarıya bakar. Keşke bu minare daha uzun olsaydı, daha yukarıya çıksaydım, ne için o dağ gibi veyahud öteki minare gibi çok yüksek değil deyip şekvaya başlarsa, ne kadar bir küfran-ı nimettir, bir haksızlıktır. لِكُلِّ مُصٖيبَةٍ اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ (Her musibet karşısında deriz ki: "Biz Allah'ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz." Bakara Sûresi, 2:156.)
Afff yine çok ama çok güzel bir teşbih:
Bir zât, bir bîçareyi, bir minarenin başına çıkarıyor. Minarenin her basamağında ayrı ayrı birer ihsan, birer hediye veriyor. Tam minarenin başında da en büyük bir hediyeyi veriyor. O mütenevvi hediyelere karşı ondan teşekkür ve minnetdarlık istediği halde; o hırçın adam, bütün o basamaklarda gördüğü hediyeleri unutup veyahud hiçe sayıp şükretmeyerek yukarıya bakar. Keşke bu minare daha uzun olsaydı, daha yukarıya çıksaydım, ne için o dağ gibi veyahud öteki minare gibi çok yüksek değil deyip şekvaya başlarsa, ne kadar bir küfran-ı nimettir, bir haksızlıktır.
Keşke bendeki her şeyi alsanız da benim olanı bana verseniz. Şems i Tebrizi
"Huzur, ifade edilmesi zor ama hissedilmesi en güzel duygu... "
Sayfa 466Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.