Gezgin. - Aklın özgürlüğüne bir nebze ulaşmış kişi,yeryüzünde bir gezginden başka hiçbir şey olarak hissedemez kendini - nihai hedefe doğru giden bir yolcu olarak hissetmese de: çünkü yoktur bu nihai hedef.Ama elbette gözlerini dört açmak,dünyadaki her şeyin nasıl olup bittiğini görmek ister; bu yüzden yüreğini her türlü ayrıntıya bağlayamaz sıkı
“Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?” “Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın.Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır,göğsündedir;hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir.” “Bir hain olsa da mı?” “İhanet,senin beklemediğin bir darbedir.Ama sen yüreğini tanıyacak olursan,sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır.Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın.Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz.Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek.Böylece,kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana.”
Bir kitap kurdu olarak bu incelemeyi yazma isteği duydum çünkü gerçekten yıllardır herkesin en çok sevdiği klasiklerden biri olup benim okumadığım bir kitaptı bu kitap Dostoyevskinin çoğu kitabını okudum ve tarzını yaptığı işleri severim normalde gerçekten tarzını betimleme tarzını verdiği felsefeyi düşünceyi beğenirim ama bu kitap bana göre