Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

12 Eylül Günleri

Melih Perçin

12 Eylül Günleri Sözleri ve Alıntıları

12 Eylül Günleri sözleri ve alıntılarını, 12 Eylül Günleri kitap alıntılarını, 12 Eylül Günleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biz beşerin yaptıklarını, söylediklerini, Allah'ın rızasına uygun olduğu ölçüde kabul ederiz. Allah'ın dininden uzaklaştıracak ve onunla çelişecek her türlü fikir ve davranışın da karşısında oluruz.
Muhsin Yazıcıoğlu
benim genç arkadaşlara tavsiye edebileceğim; sonuna kadar idealist olsunlar, sonuna kadar kendileri dışında, başkaları için yaşamayı öğrensinler, farklı düşünsünler ama bir­likte yaşamaya çaba göstersinler. Farklı düşüncede olanlara düşman olmak zorunda değiller. Kişi bilmediğinin düşmanıdır. Onun için başkalarını tanımaya, anlamaya çalışsınlar. Ailesini, okulunu ve istikbalini düşünerek dengeli bir hayat tarzı sürdürsünler. Çünkü gencin önce­likle ailesine karşı görevi vardır. İkinci olarak, istikbalini kazanmak gibi bir mecburiyeti vardır ve buna bağlı olarak okulunu en iyi şekilde oku­mak gibi bir görevi vardır.
Reklam
Adamlik budur iste
Bir gün tecrit hücrelerinde, köşede bir çocuk ... Halkın Kurtuluşu'ndandı herhalde tam hatırlayamıyorum. O bir komutun geregını yerine getirmedi. Onu falakaya yatırdılar. 20-30 tane vurana kadar çocuğun hiç sesi çıkmadı. Ama 20'yi 30'u geçtikten sonra çocuk yavaş yavaş inlemeye başladı. Biraz sonra hafiften bağırdı, az sonra çığlık atmaya başladı, çünkü dayanamıyor artık. Ben hücremden bağırdım, "Yeter artık, yeter artık", diye. Kim o dediler. 14 numara. Geldiler benim yanıma, bir manga asker geldi, beni dışarı çıkarttılar. Ondan sonra avucunu aç dediler. Açmadım, yere yatırdılar. Falakaya yatıracaklar. Bu sefer ben de, "Bu çavuşun adını bana verene 100 bin lira ödül var" diye bağırdım. Hemen beni içeri koyup gittiler. Yeni bir manga geldi beni aldı idareye götürdü. "Sen askerin başına ödül koymuşsun" dediler. "Yok" dedim, "Ben askerin başına ödül koymadım. Mehmetçik benim kardeşim. Ama burada bir zulüm yapılıyor". "Sana ne dediler, ne ilgilendiriyor seni" diye sor-dular. Dedim ki, "Ben insanım, ona yapılan zulmü ben duyuyorum". Neticede insanız. Aynı ortamda yaşadığımız şeyler birtakım meseleleri oturup konuşmaya zorladı.
Elbette bu fertlerle kaim bir şey değil. Hz. Yusuf (A.S.)'dan İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye, İmam Sarahsi'den İskilipli Atıf Efendi'ye, Hasan El Benna'dan, Said Nursi'ye kadar bütün salih müslümanlar cezaevlerini medrese gibi değerlendirmişlerdir. Muhsin Yazıcıoğlu
Yeni bir mutlu insanlar ülkesi kurmak için çıktığımız bu kutlu yolda, yeni bir Türkiye'nin doğduğunu görüyorum... Sevgilerimle... Muhsin YAZICIOĞLU
Bir insan eğer bulduğu yeri bahar yapmak isterse, onun için her yer bahar olabilir. Bulunduğumuz yer her yanı taşlarla çevrili bir yerdi. İnançlarımızdan ötürü yaşadığımız her yeri bahar yapmak elimizdedir. Manen baharı şartlar ne olursa olsun yaşamaya ve yaşatmaya çalıştık.
Sayfa 11 - yüzdeiki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiç şüphesiz en büyük dava adamı bir defa Peygamber Efendimiz (s.a.v) yani o da bir dava adamıdır. Ona ne demişler, sana Mekke'nin emirliğini verelim, en güzel kızlarını verelim, sana imkanlar verelim. Hayır, bir elime ay'ı, bir elime güneşi verseniz ben davamın peşindeyim demiş. O kendine göre almış olduğu bir misyonu var ve gereğini yapmıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu
Muhsin Yazıcıoğlu
Ya kendi inançlarımızı reddecek ya da Türkiye Cumhuriyeti Kanunları'na göre suçlu düşmüş olacaktık. İnançlarımız uğrunda yaptığımız fedakarlıktan dolayı pişmanlık duygusu içinde değiliz. Muhsin Yazıcıoğlu
Mamak'ta bulundukları sırada, bunca zulme rağmen İnsan Hakları Derneğinden, Avrupa Parlamentosundan, Uluslararası Af Örgütünden temsilcilere yaptıkları bütün görüşmelerde "Türk devleti işkence yapmaz." şeklinde cevaplar verdiklerini de anlatan Yazıcıoğlu, " Bunları söylerken devletin yönetimini ellerinde tutan insanların işkencelerden habersiz oldukları kanaatinde değildik. Fakat devleti zor duruma sokup millet olarak zarar görmek istemedik. Kol kırılır, yen içinde kalır dedik. Buna karşılık, karşılıksız sevenlerin mutsuzluğu içinde hep darbeler yedik. İnanç ve ibadetlere karşı da birtakım uygulamalar olunca, sanıyorum tepkiler fiiliyata döküldü." Dedi
Sayfa 19 - yüzdeiki yayınlarıKitabı okudu
Gayemiz "İla-yı Kelimetullah": Allah'ın isminivyüceltme ve yayma, davamız, "Nizam-ı Alem"; Allah'ın nizamını insanlığa hakim kılma davasıdır diyorduk.
Muhsin Yazıcıoğlu
Reklam
Yaşamak için dövüşmek lazım geldiğini düşündük. Durgun su her Zaman bozulur... Muhsin Yazıcıoğlu
eskiden oku­mayan gençlik vardı işsizlerdi, şimdide üniver­siteli işsizler var. 17 yıl emek veriyor, sonra üniversiteyi bitiriyor, kapı kapı iş arayıp kendi mesleğini yapması şart değildir. Hangi iş olursa yaparım diyor o bakımdan gençliğimizin çok sorunları var.
gençliğim dedim ver dediler, istikbalim dedim yok dediler, kanım dedim dök dediler, canım dedim milletin dediler, sevdim suçtur dediler, ve çığlıkla yarıldı karanlık, sevgimi çarmıha gerdiler.
7.5 yıl gördüğü işkencelere rağmen, 12 Eylül öncesi düşünceleri değişmeyen Yazıcıoğlu'na göre, “ işkence en büyük insanlık suçu.” Ve bu suç olağanüstü dönemde fikir ayrımı gözetilmeden binlerce insan için işlendi. İşkencehaneler, suçları sadece düşünmek olan insanlar ile doldu, taştı.
Hiç şüphesiz en büyük dava adamı bir defa Peygamber Efendimiz (s.a.v) yani o da bir dava adamıdır. Ona ne demişler, sana Mekke'nin emirliğini verelim, en güzel kızlarını verelim, sana imkanlar verelim. Hayır, bir elime ay'ı, bir elime güneşi verseniz ben davamın peşindeyim demiş. O kendine göre almış olduğu bir misyonu var ve gereğini yapmıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu
409 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.